İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde yer alan Takkeci İbrahim Ağa Camii, 16. yüzyıl çini ve ahşap kalem işleri süsleme detayları ile günümüze ulaşan en nadide eserlerden biri.
Külliye cami

Topkapı sur dışında eski Davutpaşa caddesi ve Topkapı Mezarlığı ile E-5 karayolunun kesiştiği köşede yer alıyor. Yapı, Takyeci İbrahim Çavuş, Arakiyeci İbrahim Ağa ve Takkeci Camii isimleriyle de anılmakta.
Takkeci İbrahim Ağa tarafından yaptırılan külliye cami, iki sebil, kuyu, hazire ve sıbyan mektebi diye bilinen yapılan oluşmaktadır.
Bir rüyadan nadide bir esere

Takkeci İbrahim Ağa, bir gece rüyasında Bağdat’a gittiğini ve orada bir asmadan iki salkım üzüm koparıp yediğini görür. Bir süre boyunca aynı rüyayı görmeye devam eder. Bunun üzerine kalkıp Bağdat’a giden İbrahim Ağa, aynı rüyasındaki gibi üzüm asmasını görür ve üzümlerden alır. Tam o sırada asmanın sahibi çıkar ve ne yaptığını sorar. İbrahim Ağa, rüyasında Bağdat’a gitmesini gerektiğini söyleyen birisini gördüğünü ve bu yüzden üzümlerden yediğini anlatır. Adam cevaben şöyle söyler: “Adam hiç bir rüya için oradan kalkıp Bağdat’a gelinir mi? Ben de rüyam da İstanbul’da yaşayan Takkeci İbrahim Ağa diye birisinin evinin altında altın olduğunu görüyorum. Bunun için kalkıp oraya gitmem.” diyor.
Rivayetlere göre bu olayın ardından Takkeci İbrahim Ağa İstanbul’da bu camiyi inşa ettiriyor.
Tarihin sessiz tanığı, huzur dolu bir mabed olan cami, Takkeci İbrahim Ağa tarafından yaptırılıyor. Takkeci İbrahim Ağa, tekkelerde kullanılan takkeleri üreten bir esnaf olduğu için bu isimle anılıyor ve camiye de bu isim veriliyor.

Mimari detayları
Caminin en dikkat çeken özelliği duvarlarında kullanılan İznik çinileri, ahşap kalem işi süslemeleri ve Kütahya çini detayları.
Mimari açıdan Osmanlı klasik üslubunun sade bir örneğini teşkil eden yapı, tek kubbeli bir harim ve önünde küçük bir son cemaat yerinden oluşuyor. Son cemaat yeri üç kemerli ve sütunlu bir revaktan meydana geliyor. Bu alan camiye giriş yapanları karşılayan bir geçiş bölgesidir.

Kesme taş ve tuğla kullanılarak yapılan cami kare planlı ve üzeri merkezi bir kubbe ile örtülü. Kubbenin taşıyıcıları dört duvara oturtuluyor ve iç mekana ferah bir atmosfer sunuyor. Ayrıca, mihrabı taş işçiliği ile süslenen cami, oldukça zarif bir tasarıma sahip.

Caminin pencereleri de ayrıca dikkat çekiyor. Camiye doğal ışık girmesini sağlayan pencereler Osmanlı camilerinde yaygın olan simetrik dizilimle yerleştiriliyor.
1 yorum
Bu güzel ve değerli haberi hazırlayan sayın yetkili, bu güzel camimizin hangi bölgede olduğuna dair bir de adres yazsaydınız sizce iyi olmaz mıydı?
Bizce iyi olurdu..