Topkapı Sarayı’nın “gizli kalmış mekanlarından”: Tarihinde ilk kez ziyarete açıldı!

Milli Saraylar Başkanlığı’na bağlı Topkapı Sarayı’ndaki “Karaağalar Koğuşu”, restorasyonu tamamlanarak tarihinde ilk kez ziyarete açıldı.

ÖZGÜN YAPISINA SADIK KALINDI

Topkapı Sarayı Harem Dairesi’nde yer alan Karaağalar Koğuşu, Milli Saraylar Başkanlığı’nın yürüttüğü 10 yıllık restorasyon çalışmalarının ardından gün yüzüne çıktı.

“Karaağalar Koğuşu” restorasyonu tamamlanarak ziyarete açıldı

Harem-i Hümayun’da devam eden konservasyon ve tefriş sürecinin tamamlanmasıyla ziyarete açılan “Karaağalar Koğuşu”, Harem’de padişahın ve ailesinin güvenliğinden sorumlu “karaağalar”ın yaşam alanı olarak hizmet veriyordu.

MİMARİ YAPISIYLA DİKKAT ÇEKİYOR

Üç katlı yapısı, çinili ve kalem işi süslemeleri, Edirnekari dolapları ve döneme özgü iç düzeniyle öne çıkan “Karaağalar Koğuşu”, hem mimari hem de sosyokültürel tarih açısından taşıdığı değerle de dikkat çekiyor.

Topkapı Sarayı’nın “gizli kalmış mekanlarından biri”

Ziyarete açılan koğuşta yalnızca mimari öğeler değil, balmumu heykellerle canlandırılmış sahneler, döneme ait eşyalar, arşiv görüntüleri ve duvar resimleriyle de zengin bir anlatım sunuluyor.

ZİYARET GÜN VE SAATLERİ

Karaağalar Koğuşu, Topkapı Sarayı’nın kapalı olduğu salı hariç haftanın her günü 09.00-17.30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.

Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız
“OLDUKÇA HASSAS BİR RESTORASYON SÜRECİ YÜRÜTÜLDÜ”

Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Karaağalar Koğuşu’nun 1665 yılında inşa edildiğini ve ilk defa ziyarete açıldığını, bundan dolayı çok heyecanlı olduklarını söyledi.

Koğuşun, Topkapı Sarayı Harem Dairesi’nin klasik dönemine ait en özgün mekanlardan biri olduğunu belirten Yıldız, “Karaağalar Koğuşu, 4. Mehmed döneminde, büyük bir harem yangınında ortadan kalkmış olan eski harem koğuşlarının yerine inşa edilmiştir. Bundan dolayı burada oldukça hassas bir restorasyon süreci yürütüldü.” dedi.

Karaağalar Koğuşu’nun tipik bir Osmanlı klasik dönemi yapısı olduğunu vurgulayan Yıldız, “Bu yapıyı kullanan ‘karaağalar’, ismiyle müsemma olduğu üzere, özellikle Afrika’nın kuzeyinden, Sudan, Somali, Etiyopya’dan Osmanlı Sarayı hareminin ihtiyaçlarını görmek için getirilmişlerdir. Bunlar ‘akağalar’la birlikte Enderun Sistemi’nde son derece önemli yer tutmaktadırlar. Burada yer alan ‘karaağalar’, haremin ana işleyişinden sorumlu ve Osmanlı Devlet Protokolü’nde sadrazamdan sonra gelen kişilerdir.” ifadelerini kullandı.

Yıldız, karaağaların devlet içindeki konumlarından dolayı önemli miktarda gelir sahibi olduklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Karaağalar, mal varlıklarından dolayı çok sayıda vakıfları bulunan insanlar. Topkapı Sarayı dahil olmak üzere İstanbul’un çeşitli noktalarında camileri, hanları, çeşmeleri bulunuyor. ‘Karaağalar’ın en önemli özelliklerinden bir tanesi de, sahip oldukları servetleriyle birlikte, Mekke ve Medine’deki Kabe-i Muazzama ve Peygamberimizin kabri olmak üzere, bütün mukaddes mekanların hadimi olmalarıdır.”

“17. YÜZYILIN ÖZELLİKLERİN İÇİNDE TAŞIYOR”

Yapının üç katlı bir koğuş sistemine sahip olduğunu vurgulayan Yıldız, “Koğuş, mimari olarak 17. yüzyılın özelliklerini içinde taşıyor. Yapının üç katlı olması, karaağaların devlet protokolündeki yeri ve Osmanlı Sarayı’ndaki görevleriyle ilgidir. Bu mekan, küçük yaşta buraya gelen karaağalar için adeta bir okul işlevi görmektedir. Erken yaşta buraya gelen karaağalar, önce üst katta yerleşiyor ve ardından kıdem kazandıkça alt katlara geliyorlar.” bilgilerini paylaştı.

“TOPKAPI SARAYI’NIN GİZLİ KALMIŞ MEKANLARINDAN BİRİSİ”

Topkapı Sarayı’nın “gizli kalmış mekanlarından biri” olan koğuşun restorasyonunun 10 yıldan fazla bir zaman sürdüğünü ifade eden Yıldız, “Buradaki koğuşlarda ayrıca bazı objeler yer alıyor. Bunların önemli bir kısmı da ‘Karaağalar Koğuşu’na ait koleksiyonlarımızdan oluşuyor. Onların kullandığı eşyalar, buradaki yaşam tarzını ve sistematiği ziyaretçimize anlatabileceğimiz doneler barındırıyor. Dolayısıyla bugün gerçekten ülkemizin tarihi ve kültürel miras alanında perde arkasında kalmış önemli bir eserini ziyaretçilerle buluşturuyoruz.” görüşlerine yer verdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir