Sivas’ın Divriği ilçesinde yer alan ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, yıllar süren restorasyonun ardından kapılarını yeniden ziyaretçilere açtı.
Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağlı Mengücek Beyliği döneminde, 1228 yılında Ahmet Şah ve eşi Melike Turan Melek tarafından inşa ettirilen eşsiz yapı, zengin taş işçiliği ve benzersiz mimarisiyle görenleri büyülüyor.

Turistik Doğu Ekspresi’nin önemli duraklarından biri olan Divriği’ye gelen yolcuların ilk durağı genellikle bu etkileyici külliye oluyor. Ziyaretçiler, yapının mimari detayları, ince taş oymaları ve tarih kokan atmosferi karşısında hayranlıklarını gizleyemiyor.

Tarihle bezenmiş bir başyapıt
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, özellikle Ahlatlı ve Tiflisli ustaların ellerinden çıkan ince taş işçiliğiyle dikkat çekiyor. Külliyenin mimarı Hürrem Şah’ın özellikle kıble kapısındaki “cennet kapısı” tasarımı, İslam mimarisine getirdiği yeniliklerin en çarpıcı örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Asimetrik süslemeleriyle fark ortaya koyan yapı, on binlerce motifin hiçbirinin bir diğerini tekrar etmemesiyle de eşsiz bir özelliğe sahip. Bu durum ise evrendeki farklılıkların ahenk içinde var oluşunu simgeliyor.

1985 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilen eser, Evliya Çelebi’nin de hayranlığını kazanmış ve onun dilinden “Methinde diller kısır, kalem kırıktır” sözleriyle anılmıştır. Yapı, bu özellikleriyle “Anadolu’nun El Hamrası” olarak da bilinir.

Doğu Ekspresi ile tarihe yolculuk
Turistik Doğu Ekspresi ile masalsı bir yolculuğa çıkan gezginler için Divriği, vazgeçilmez bir durak haline geldi. Haftada üç sefer düzenlenen bu rotada, yolcular rehberler eşliğinde Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nı keşfederek yapının tarihi ve mimari özellikleri hakkında bilgiler ediniyor.

İstanbul’dan gelen öğretmen Neslihan Kiremitçi, ilk kez gördüğü bu etkileyici yapıyı, “Birçok tarihi eser zamanla zarar görmüş durumda, fakat Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın sağlam duruşu gerçekten etkileyici. Burada tarih adeta canlı bir şekilde nefes alıyor.” sözleriyle anlattı.

Bir başka ziyaretçi, seyahat blogger’ı Helin Gözde Yılmaz ise “Burası turun adeta incisi oldu. Sadece bir cami değil, taşlara işlenmiş bir sanat eseriyle karşılaştım. İyi ki bu geziye katılmışım.” ifadelerini kullandı

Bursa’dan gelen Filiz Kuru ise eseri ikinci kez ziyaret ettiğini belirterek, “Yıllar önce geldiğimde restorasyon sürecindeydi. Şimdi tamamlanmış haliyle görmek büyüleyici. Televizyonda izlemekle burayı bizzat görmek arasında dağlar kadar fark var.” dedi.
1 yorum
Başlığın cevabı yazıda yok eti mi