Çanakkale Savaşları’nın simgesi haline gelen Seddülbahir Kalesi, geçmişin izlerini günümüze taşıyan bir anıt olarak yeniden doğuyor.
Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda, Çanakkale Boğazı’nı geçmek isteyen itilaf devletlerinin 3 Kasım 1914’te ilk bombaladığı yer olarak bilinen kale, adeta bir zaman kapsülü olarak tarihi anılarla dolu.
İlk kez 17. yüzyılda IV. Mehmet'in annesi Hatice Turhan Sultan tarafından yaptırılan Seddülbahir Kalesi, o dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun deniz güvenliğini sağlamak için stratejik bir öneme sahipti. Ancak, 1915 yılında patlak veren Çanakkale Savaşları'nda, birçok insan için yaşamın son noktası oldu. Mehmetçik, burada destansı bir direniş sergileyerek "Çanakkale Geçilmez" destanını yazdı.
Geçmişin kahramanlık dolu sayfalarını yansıtan Seddülbahir Kalesi, yıllar içinde doğal etmenler ve savaşın yıkıcı izleriyle zarar gördü. Ancak, 2015 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları sayesinde, tarihi yapı yeniden ayağa kaldırıldı. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ziyarete açılan kale, artık ziyaretçilerini tarihin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
Bugün Seddülbahir Kalesi, sadece bir kale değil, aynı zamanda açık hava bir müzesi olarak da hizmet veriyor. Ziyaretçiler, kaleyi gezerken Çanakkale Savaşları'nın ilk şehitlerinin kabristanını ziyaret edip, dönemin savaş malzemelerini ve belgelerini inceleyebiliyorlar. Restorasyon ve kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkan Osmanlı asker künyeleri, Fransız cep saati, Osmanlı el bombası gibi eserler ise savaşın izlerini canlı tutuyor.
Seddülbahir Kalesi’nin uluslararası arenada tanınması da önemli bir gelişme yaşandı. Architizer A+ Awards gibi prestijli mimarlık ödüllerine aday gösterilmesi, bu tarihi yapıya dünya çapında bir ilginin olduğunu gösteriyor. Bu ödüller, Seddülbahir Kalesi’nin sadece Türkiye’nin değil, dünya mirasının bir parçası olarak kabul edilmesine katkı sağlıyor.
