İstanbul’un manevi bekçileri: en çok ziyaret edilen 6 türbesi

Kadim şehir İstanbul, attığınız her adımda yedi tepesinde sizleri maneviyatı yüksek makamlarla karşılıyor. Yüzyıllar boyu pek çok hükümdarın gözdesi olmuş bu şehir, tarih içerisinde çok defa fetihler, yeni imparatorlar görmüş ve nice evliyanın da kalıcı istirahat mekanı olmuştur.

İstanbul’da yüzün üzerinde türbe yer alırken bunlardan bazılarının geçmişine dair pek bilgi bulunmuyor. Dualarınızı ihya etmek ve huzurlu bir gün geçirmeniz için işte İstanbul’da ziyaret edebileceğiniz türbeler listesi…

Eyyub El Ensari Türbesi

Eyüp Sultan Camii’nin kuzey tarafında yer alan Hz. Hâlid Bin Zeyd Ebû Eyyüb el-Ensâri’nin kabri, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinin ardından İstanbul’da yapılan ilk eserdir. Medine Hazraç kabilesi kollarından Neccar- Zade Hanedanı’nın reisi olan Eyyüb el-Ensâri, Hicretten iki yıl önce Mekke’de Hz. Muhammed (S.A.V) ile görüşerek İslam’ı kabul etmiştir.

Eyyub El Ensari Türbesi

“Hz. Peygamber, Mekke’den Medine’ye göç ettiği 622 yılında Medineli Müslümanlar, Resul’ü evlerinde ağırlamak istediler. Hz. Peygamber, tercih yaparak kimsenin kalbini kırmamak için devesini serbest bırakacağını ve hangi evin önünde çökerse orada konaklayacağını söyledi. Kusva adlı deve, Eyyüb el-Ensâri’nin evi önünde çöktü. Hz. Peygamber, bunun üzerine Hz. Eyyub’un evinde 7 ay misafir oldu. Bu olaydan dolayı Ebû Eyyûb, “Mihmandâr-ı Nebî” unvanını almıştır.”

İstanbul’u fethetmek için İslam ordusuna katılan Ebu Eyyub El Ensari, ilerleyen yaşı nedeniyle sefer sırasında rahatsızlanara 672 yılında vefat etti. Vefatı üzerine İslam ordusunun İstanbul’da ulaştığı en ileri noktaya defnedilen Ebû Eyyûb’ün mezarı Fatih Sultan Mehmet’in fetihten sonra Akşemsettin’den mezarın bulunmasını istemesi üzerine keşfedilmiş ve türbe haline getirilmiştir.

Hz. Yuşa Türbesi

İstanbul Boğazı’na bakan tepelerin en yüksek noktasında bulunan Hz. Yuşa Türbesi, İstanbul’un ilk yerleşim zamanlarından bu yana her din için kutsal kabul edilen bir bölgesindedir. Farklı dinlere mensup yöneticiler tarafından tapınaklar kurulan tepede Bizans Dönemi’nde Zeus tapınağı ve Hagios Michael Kilisesi de bir zamanlar burada yer almıştır.

Hz. Yuşa, Yusuf Aleyhisselam’ın neslinden olan Nun’un oğlu ve Hz. Musa’nın yeğenidir. Yahudi kutsal kitabında hem askerî bir lider hem de peygamber olarak takdim edilen Hz. Yuşa ve mezarı hakkında pek çok rivayet dilden dile aktarılmaktadır. Hıristiyan ve Yahudi kaynaklarında kendisinden “Yeşu” olarak bahsedilirken Tavrat’ta “Musa’nın hizmetçisi, genç adam” diye söz edilmektedir.

Hz. Yuşa Türbesi

Hz. Yuşa Türbesi’nin Beşiktaş’ta türbesi bulunan Kanuni Sultan döneminde yaşamış Yahya Efendi tarafından keşfedildiği rivayet edilmektedir. Bazı kaynaklara göre ise Hz. Yuşa’nın kabri, Filistin’de veya Ürdün’de bulunmaktadır. Kabrin tam olarak nerede olduğu bilinmediği için Yuşa Hazretleri’in yattığı yer olduğu tahmin edilen 17 metre uzunluğundaki alan, mezar olarak çevrelenmiştir.

Anadolu Kavağı’nın tepelerinde denizden 200 metre yükseklikte bulunan Hz. Yuşa Türbesi’ni ziyaret etmişken Yuşa Camisi’nde ibadetinizi de gerçekleştirebilirsiniz.

Şeyh Yahya Efendi Türbesi

Osmanlı’nın önemli alimlerinden ve Kanuni Sultan Süleyman’ın süt kardeş olan Yahya Efendi’nin türbesi, İstanbul Boğazı’nın en güzel manzarasına sahip Yıldız Parkı yanında bulunmaktadır. Yahya Efendi, 1495 yılında Trabzon’da doğmuştur. Kanuni Sultan Süleyman’ın sütkardeşi olan Yahya Efendi’ye “ağabey” diye hitap ettiği bilinmektedir.

Sultan Süleyman’ın saltanatı boyunca danıştığı kişi olan Yahya Efendi, Üsküdar Mihrimah Sultan Medresesi ve Fatih Camii Külliyesi’ndeki Sahn-ı Seman Medresesi’nde dersler almıştır. Yaşadığı dönemde Osmanlı donanması, Yahya Efendi’nin duasını alarak sefere çıkarmış. Yahya Efendi’nin vefatının ardından ise denizciler seferden sonra Yahya Efendi’nin kabrini ziyaret ederlermiş.

Cambaziye Medresesi’nde müderrislik yaptıktan sonra emekli olan Yahya Efendi, Beşiktaş’ta bugün türbesinin bulunduğu yerde inzivaya çekilerek bir ev, mescit, hamam çeşme ve bir medrese yaptırmıştır. Ahşap bir yapı olan türbe, ince kalem işleri ile bezelidir. Türbenin içerisinde 11 sanduka daha bulunmaktadır.

Aziz Mahmud Hüdai Efendi Türbesi

Koçhisarlı olan Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri, 1541 yılında doğmuş ve 8 padişah devri görmüş İstanbul’un türbeleri arasında en çok ziyaret edilen dört önemli alimden biridir. Hocası Nazırzade Ramazan Efendi, ondaki gayreti görerek hususi olarak ilgilenmiştir. Mahmud Hüdai Efendi, Nazırzade Ramazan Efendi ile beraber sonraki yıllarda kadılık vazifelerinde bulunmuş hatta Şam ve Mısır’a da beraber gitmişlerdir.

Gördüğü rüya üzerine malını mülkünü satarak Bursa’da fakirlere dağıtan Aziz Mahmud Hüdai Efendi, Üftade Hazretlerinin tarikatına girmiştir. Mahmud Hüdai Efendi, bir süre sonra İstanbul’a gelerek Üsküdar’da kendi dergahını kurup öğrenci yetiştirmeye başlamıştır. Otuza yakın Arapça ve Türkçe kitabı bulunan Mahmud Hüdai Hazretleri, 1628 yılında vefat etmiştir.

Sümbül Efendi Türbesi

Sümbül Efendi, Halvetiye Tarikatının Cemaliyye koluna bağlı Sümbüliye şubesinin kurucusudur. Asıl adı Yusuf Sinan olan Sümbül Efendi, Zeynüddin unvanıyla da bilinmektedir. Küçük yaşlarından itibaren ilim sahibi biri olacağı belli olan Sümbül Efendi, yaşıtları oyunlar oynarken dergahlara giderek alimlerden dersler almıştır.

Sümbül Efendi, ilk öğrenimini memleketinde tamamladıktan sonra İstanbul’a gelerek medrese tahsiline başlamış ve 3 yıl sonra hilafet alarak Mısır’a gönderilmiştir. Vefatına kadar Koca Mustafa Paşa Dergahı’nda faaliyetlerine devam eden Sümbül Efendi, Ayasofya ve Fatih camilerinde cuma vaazları vermiştir.

2. Bayezid, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde saygı duyulan bir alim olan Sümbül Efendi, Yavuz Sultan Selim’in daveti üzerine Yavuz Sultan Selim Camisi’nde ilk vaazı vermiştir. Sümbül Efendi, 1529 yılında vefat etmiş ve dergahının bulunduğu yere defnedilerek türbesi yapılmıştır.

Şehzade Külliyesi

Şehzade Mehmed, Şehzade Cihangir, Rüstem Paşa, Şehzade Mahmud, Hümaşah Sultan, Hatice Sultan ve Fatma Sultan’ın kabirlerinin bulunduğu Şehzade Külliyesi, Osmanlı’nın önemli bir mirasını temsil ediyor.

2014 yılında ziyarete açılan türbe, ilk olarak Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mehmed için Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Mimarisinde İran ve Orta Asya etkisi görülen türbenin iç mekanı ise tamamen çini süslemeleriyle bezenmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir