Bu karpuzları yemeye kıyamazsınız: Binlerce yıllık tarihi nakış gibi işledi

​Diyarbakırlı şef Yusuf Altınkaya, geleneksel mutfak yeteneğini sanatsal bir boyuta taşıyarak, kentin sembolü haline gelmiş tescilli Diyarbakır karpuzlarını birer sanat eserine dönüştürüyor.

Çocukluktan gelen mutfak tutkusunu 30 yıllık profesyonel şeflik kariyeriyle harmanlayan Altınkaya, çalışmalarında sadece lezzete değil, görselliğe de büyük önem veriyor.

​Altınkaya, yıllardır turp, kabak ve ananas gibi çeşitli meyve ve sebzelerle yaptığı oyma sanatını, bu kez Diyarbakır’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi yapılarına adıyor.

Kente özgü karpuzlar üzerine işlenen figürler arasında, tarihi Diyarbakır surları, Ulu Cami ve Ongözlü Köprü gibi ikonik mekanlar bulunuyor. Her bir eser, şefin titiz ve ustaca dokunuşlarıyla ortaya çıkıyor.

Bir saatte oluşan sanat eserleri

Şef Altınkaya, bu zorlu ve meşakkatli süreci anlatırken, bir karpuzu oyarak sanat eserine dönüştürmenin yaklaşık bir saat sürdüğünü belirtiyor.

Şef Yusuf Altınkaya, 30 yıllık meslek hayatının 15 yılını yurt dışında geçirdiğini belirterek, bu süreçte hem Türkiye’deki lezzetler hem de farklı ülkelere ait mutfaklarla ilgili çalışma yapma şansı bulduğunu söyledi.

Yıllardır da Diyarbakır’da çalışmalar yaptığını ifade eden Altınkaya, “Mutfak aslında bir sanattır. Görsel ön planda olmalıdır. Yemeği ilk önce göz yer. Mutfak sadece yemekten ibaret değil.” dedi.

Altınkaya, Diyarbakır’ın medeniyetler şehri olduğunu vurgulayarak, “Bu kent, buğdayın ilk yeşerdiği yer aslında. Bununla birlikte en güzel karpuzun yetiştiği bir coğrafya.” ifadelerini kullandı.

Bu sene karpuzlara tarihi yapıları işlediğini anlatan Altınkaya, bu çalışma için kentteki Ulu Cami, Ongözlü Köprü gibi 13 tarihi mekanı ziyaret ettiğini belirtti.

Altınkaya, şunları söyledi:

“Bu, resim ve heykel içerikli bir çalışma. Karpuzların üzerine tarihi yerlerimizi resmettim. Zor bir çalışmaydı. Bıçağı kaçırabiliyorsun, kırılabiliyor, elin kayabiliyor. Bu noktada zorluk çekilebiliyor. Her şeye bu sanat eserini ortaya koymaktan mutluluk duyuyorum.”

Büyük bir titizlikle hazırladığı eserlerin ömrünün çok uzun olmadığına işaret eden Altınkaya, bu karpuzların buzdolabında bir hafta kadar muhafaza edilebileceğini belirtti.

Altınkaya, her bir karpuzun bu şekilde işlenmesinin yaklaşık bir saat sürdüğünü anlatarak, yaptığı eserleri bugüne kadar Diyarbakır Karpuz Festivali başta olmak üzere fuar ve çeşitli etkinliklerde beğeniye sunduğunu kaydetti.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir