Bayburt’un gizemli yer altı şehri: Aydıntepe

Bayburt’ta gizemiyle ziyaretçilerini etkileyen ancak göçükler nedeniyle iki yıldır kapalı olan Aydıntepe Yer Altı Şehri, restore edilerek yeniden turizme açılacak.

Aydıntepe ilçesinde inşaat kazısı sırasında tesadüfen gün ışığına çıkarılan yer altı şehri, yüzeyden 2-2,5 metre derinde, hiçbir yapı malzemesi kullanılmadan, ana kayaya oyulmuş galeriler, odalar ve bu odaların açıldığı daha geniş mekanlardan oluşuyor.

Evlerin, iş yerlerinin, cadde ve sokakların altındaki yer altı şehrinde odalar, yaklaşık 1 metre genişliğinde ve 2 metre yüksekliğindeki galerilere, galeriler de her iki yana genişleyen salonlara açılıyor. 580 metre uzunluğundaki yapıda galerilerin tavanında gözetleme ya da havalandırma amaçlı olduğu düşünülen konik biçimde delikler yer alıyor.

Kentin önemli kültürel ve tarihi değeri olarak dikkati çeken, 2017’de başlayan göçükler nedeniyle son 2 yıldır tamamen kapanan yer altı şehri için, Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) desteğiyle Aydıntepe Kaymakamlığı tarafından “Aydıntepe Yer Altı Şehri Fizibilite Çalışması” projesi kapsamında çalışmalara başlandı.

Akademisyen ve mühendislerden oluşan 8 kişilik ekibin görev aldığı, tadilat ve onarıma ilişkin çalışmalarının yapılacağı üç aşamalı projeyle, Aydıntepe’nin yeniden turizme kazandırılması, ilçenin Türkiye’de tanınırlığının artırılması, yerli ve yabancı turist sayısı ile turizm gelirlerinde artış yaşanması hedefleniyor.

“Temelde sudan kaynaklandığına ilişkin bir tespit çalışması yürütülüyor”

Aydıntepe Kaymakamı Mehmet Arsoy, AA muhabirine, yer altı şehrinde 2017’de ilk göçüğün meydana geldiğini, bu tarihten itibaren kısmen açık olan yapının iki yıldır tamamen kapalı olduğunu söyledi.

Yer altı şehrinde göçüklerin ardından ilk kez çalışma yapılacağını belirten Arsoy, “Yapı içerisinde 3 büyük, 3 küçük olmak üzere toplamda 6 göçük var. Şu anda KUDAKA ile yürüttüğümüz çalışmada bu göçüklerin neden kaynaklandığı, içerideki su kaçağının sebebi ortaya koyulacak. Temelde sudan kaynaklandığına ilişkin bir tespit çalışması yürütülüyor.” dedi.

Arsoy, yer altı şehrinin temel probleminin üzerindeki özel mülkiyetler olduğunu ifade ederek, “Çok fazla özel mülkiyet olduğu için bu mülkiyetlerin kiminin yapımı sırasında, kiminin halihazırda kullandığı suya ilişkin bir sürü sıkıntılar var. Burası da kayaç yapısı itibarıyla doğal olarak etkileniyor. Burada ilk çalışmalarda kayaç yapısı kil olarak tespit edildi ve bu da suyu çekmesi hasebiyle dışarıdan aldığı suyu belli bir doyum seviyesine ulaştıktan sonra tekrar içeriye vermesine ve çeşitli yerlerde göçüklere neden oluyor.” diye konuştu.

Arsoy, çalışma kapsamında ilk defa üç boyutlu lazer tarama yöntemiyle yapının haritasını çıkardıklarını, mevcut kısmın 580 metre uzunluğa sahip olduğunu tespit ettiklerini aktardı.

Projede arkeolog, jeolog, sanat tarihçisi ve kültür varlıkları uzmanı 6 akademisyen ile 2 inşaat mühendisinin görev yaptığı bilgisini veren Arsoy, şöyle devam etti:

“Farklı dallardan uzmanlarla çalışıyoruz. Hocalarımız hem bize buranın tarihini anlatacak hem sorunları tespit edecek hem de ilerleyen süreçte bu sorunların tekrarının yaşanmasının önüne geçmek için ne tür önlemler alınması gerektiğini anlatacak. Temel çalışmalara şu anda başladılar. İnşallah daha sonra ikinci adımda buranın tadilat aşamasına geçeceğiz. Şu anda yaptığımız temel çalışma, fizibilite raporunun ortaya çıkarılması.”

Arsoy, tamamlanmak üzere olan ilk aşamada temel sorunların ortaya çıkartılacağını, ikinci aşamada ise alandaki aksamalar giderilerek tekrar turizme kazandırılması için çalışma yürütüleceğini anlattı.

“Çalışmalar bölgenin tarihine de ışık tutacak”

Yer altı şehrinin görsel güzelliğini ortaya koyacak herhangi bir çalışma olmadığını dile getiren Arsoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Üçüncü aşamada buranın genişletilmesi, galeri oluşturulması, bir hikaye oluşturulması ve bu hikayeden, gelen turistlerimizin, misafirlerimizin yararlanması için güzelleştirilmesi olarak adlandırabileceğimiz bir çalışma yapılacak. Yine bir profesörümüzden şifahen edindiğimiz bilgiye göre, benzer dönemlere tarihledikleri bütün yer altı şehirlerinde en az iki katlı odalar olduğunu söylüyorlar. Yani üçüncü aşamada geleceğimiz noktalardan bir tanesi, buranın büyük ihtimalle altında da bir oda olduğu ve o odanın da ortaya çıkarılması gibi çalışmaların yapılması planlanıyor.

Çalışmalar bölgenin tarihine de ışık tutacak. Burası bir kaçış hikayesinin olduğu bir yer. O tarihin ortaya çıkarılması noktasında tarihsel perspektif ortaya koymaya çalışacağız. Aydıntepe’nin tarihinin burada ortaya çıktığına inanıyorum. Eşsiz bir kültür varlığını tekrar turizme kazandırmış olacağız.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir