Tokat’ın Sulusaray ilçesi, adeta yeraltı zenginliklerini yüzeye taşıyan, benzersiz bir termal kaynağa ev sahipliği yapıyor. Termal su, sadece bugünün şifa arayanlarına değil, aynı zamanda 2 bin yıllık Roma hamamı kalıntıları ile geçmiş medeniyetlere de ışık tutuyor.

Arkeolojik keşifler, kaynağın antik çağlardan beri kullanıldığını açıkça gösteriyor.

Bilimsel onaylı “özel su” statüsü
Sulusaray termal suyu, Türkiye Halk Sağlığı Laboratuvarı tarafından yapılan analizlerde bakteriyolojik açıdan kusursuz bulunarak güvenilirliğini kanıtladı. Ancak onu asıl özel kılan, içeriğindeki mineral zenginliği.

Dünyada nadir rastlanan silisyum, florür ve kükürt minerallerini barındırması sayesinde, bu kaynak resmi olarak “özel su” unvanını aldı.

Şifa arayanların yeni durağı
53,5 santigrat derece gibi ideal bir çıkış sıcaklığına ve litre başına 2 bin137 miligramlık yüksek bir mineralizasyona sahip olan su, doğal bir sağlık merkezi işlevi görüyor. Özellikle romatizma, nevralji, cilt, kas ve eklem rahatsızlıkları gibi kronik sorunlara çözüm arayanlar için Sulusaray, Tokat ve çevre illerin dört bir yanından gelen ziyaretçilerin akınına uğruyor.

Sebastapolis’ten günümüze kesintisiz kullanım
İlçede yer alan Sebastapolis Antik Kenti’ndeki Roma hamamı izleri, suyun kullanım tarihinin ne denli eski olduğunu gözler önüne seriyor. Sulusaray Belediye Başkanı Davut Kılıç, termal suyun ilçenin sembolü haline geldiğini belirterek, “Buradaki termal su, ilçemize de adını veren bir sudur. İlçemiz büyük bir ova içerisinde kurulu olduğu için içerisinden üç ırmak ve dere geçiyor. Termal suyun 2 bin yılın üzerinde geçmişi olduğu söylenmektedir. Bunun doğru olabileceğini, hemen yan tarafımızda bulunan Roma hamamı kalıntıları gösteriyor. Büyük ihtimalle o dönemde de bu kaplıca suyu kullanılmıştır” dedi.

Antik Roma dönemine uzanan tarihiyle dikkat çeken Sulusaray termal suyu, hem bilimsel olarak tescillenmiş içeriğiyle hem de doğal şifa özelliğiyle Tokat’ın sağlık turizmi potansiyelini yükseltiyor.
 
					 
											 
											