Zorlu yolculuk başladı: Caretta carettalar 3600 yuvadan denize yürüdü

Avrupa’nın en büyük yuvalama alanlarına sahip Belek ve Kızılot sahillerindeki 3 bin 600 yuvadan çıkmaya başlayan caretta caretta yavruları, kısa bir yolculuğun ardından denize ulaştı.

Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Ekolojik Araştırmalar Derneği (EKAD) Başkanı Ali Fuat Canbolat öncülüğünde “Deniz Kaplumbağalarını İzleme ve Koruma” projesi hazırlandı. Bu kapsamda, Belek ve Kızılot kumsallarında caretta carettaların yuva yapma ve yavruların denizle buluşma süreçleri takip ediliyor.

Bölgedeki sahilde 3 bin 600 yuva tespit eden akademisyen ve gönüllüler, yuvaları koruma altına aldı.

Sahile gelen Caretta carettaların mayıstan itibaren kumun altına gömdüğü yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı.

Nesli tükenme tehlikesi olan hayvanlar arasındaki caretta carettaların yavruları yumurtalarından çıkarak zorlu yolculuğun ardından mavi sulara ulaştı.

Yumurtadan çıkan caretta carettaları tilki, köpek, martı ve yengeç gibi avcıların yanı sıra insan kaynaklı çöpler ve plastikler de tehdit ediyor. Sabah arazi çalışması yapan ekipler çöpler arasında kalan yavruları da sıkıştıkları yerden kurtarıyor.

Plastikler ve çöpler yavrular üzerinde olumsuz baskı oluşturuyor

EKAD Proje Asistanı Kerem Yekta Atatunç, caretta carettalar için üreme sezonunun mayısta başladığını, eylül sonuna kadar sürdüğünü belirtti.

Ağustos ayına kadar ergin bireylerin yuva yaptığını ardından da yavru çıkışlarının başladığını ifade eden Atatunç, “Her sabah kilometrelerce yürüyüp yuvaları tespit ediyoruz. Belek’te 2 bin, Kızılot’ta ise 1600 yuva tespit edildi. Geçen yıllara oranla yuva sayımızda artış yaşadık.” dedi.

EKAD Kızılot Bölgesi Proje Sorumlusu biyolog Fatih Polat da yavru çıkış döneminde sahildeki ışıkların hayvanın yanlış yöne gitmesine neden olabildiğini söyledi.

Ayrıca sahile arazi araçlarıyla gelen vatandaşların yuvalara zarar verebildiğini aktaran Polat, şunları aktardı:

“Yavrular denize giderken tilki, martı, karga ve köpekler tarafından avlanılıyor. Bu da tür üzerinde olumsuz baskı oluşturuyor. Bu baskıların en önemlisi insanların sahile bıraktığı plastik çöpler. İnsanlar özellikle ulaşımı zor olduğu için daha az kişinin geldiği bu sahillerde piknik yapıyorlar. Maalesef bazı insanlar giderken arkalarında çöplerini bırakıyor. Arazi çalışmalarımızda hemen hemen her sabah plastikler, çöpler arasında sıkışmış ya da balıkçıların sahile bıraktığı misinalara takılmış yavrular buluyoruz.”

Arazi çalışmasında plastik bardağa sıkışmış kaplumbağa yavrusu da bulduklarını aktaran Polat, “Yavruyu çıkartıp mavi ile buluşturduk. O anların da video ve fotoğraflarını çektik. Sosyal medya hesaplarından görselleri paylaşarak insanların durumun ciddiyetini anlamalarını sağlayacağız.” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir