Uçurumun kenarında yaşam: Tunçkaya

Kars’ın Kağızman ilçesinde bulunan Keçivan Kalesi’ndeki Tunçkaya köyüne, etrafı surlarla çevrili kalenin kapısından giriş yapılıyor.

Tunçkaya köylüleri, uzun yıllardır sarp kayalıklar üzerinde arazinin konumuna göre inşa edilen ve halen bazı sur kalıntılarının bulunduğu tarihi Keçivan Kalesi’nde yaşam sürüyor.

Yöre halkının yerleşim yerine tek giriş kapısı olan surlarla çevrili kale kapısını kullandığı köyde, cami, kilise gibi bazı tarihi yapıların kalıntıları da bulunuyor.

Yerleşim yerini çevreleyen surların bazı yerlerde yıkık vaziyette olduğu 80 haneli “kale köy”, bölgeye gelen yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çekiyor.

Kafkas Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Ani Ören Yeri Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan, AA muhabirine, Kağızman’ın 34 kilometre kuzeybatısında Aladağlar’ın eteklerinde Aras Nehri’nin hemen kenarında bulunan Keçivan Kalesi’nde Tunçkaya köyünün bulunduğunu söyledi.

“Kale tarihin birçok döneminde tahrip edildi”

Kalenin kimler tarafından yapıldığının net olarak bilinmediğini ifade eden Arslan, şu bilgileri verdi:

“Çağdaş kaynakların anlatımından hareketle kalenin kuruluşunun Roma döneminde olduğundan bahsedebiliriz. Hatta bu dönemde kale Artageria Kalesi olarak adlandırılmaktadır. Keçivan Kalesi özellikle Abbasiler döneminde Abbasi halifesi Ebu Cafer Mustansır Billah El-Mansur Bin Zahir’e bağlı olarak hüküm sürmüş, ardından Moğol döneminde Hulagu Han tarafından tahrip edilmiş ve kalede yaşayan insanlar katledilmiştir.”

Arslan, kalenin zaman zaman büyük tahribatlara maruz kaldığını belirterek, Kanuni Sultan Süleyman’ın 1554 yılındaki Nahcivan Seferi sırasında Lala Mustafa Paşa tarafından kalenin fethedildiğini ve Osmanlı topraklarına dahil edildiğini dile getirdi.

Evliya Çelebi’nin Keçivan Kalesi’nden bahsettiğine işaret eden Arslan, “Evliya Çelebi, 1640 yılında yapmış olduğu seyahatinde bu kaleye de uğrar ve buradan ‘Geçkovan’, ‘Dudman Kalesi’ diye bahseder. ‘Dudman’ Osmanlıca bir kelime olup, hanedan, aile, aşiret manalarına gelmektedir. Buradaki Geçkovan ifadesinin zamanla günümüze Geçivan, Keçivan şekline dönüştüğü kuvvetle muhtemeldir. ” diye konuştu.

“Osmanlı döneminden bazı kalıntılar bulunuyor”

“Tek Kapılı Kale” olarak da bilinen tarihi yapının içerisinde Osmanlı döneminden kalma beden duvarlarının bir kısmı ile yarım yuvarlak nişli mihrabı ile ulaşan cami, hamam ve şapel kalıntılarının bulunduğundan bahseden Arslan, şöyle devam etti:

“Bazı kaynaklarda kalenin doğusunda 12. yüzyıl eseri bir Selçuklu veya Saltuklu kümbetinin varlığından bahsedilir. Hatta kümbetin beden duvarları üzerinde ejder kabartmalarının olduğu bile ifade edilmektedir. Kümbete ait kitabenin ise Ruslar tarafından yöreye yerleştirilen köylüler tarafından söküldüğü ve burayı kendilerine ziyaretgah yaptıkları belirtilmektedir. Ancak böyle bir kümbet günümüze ulaşamamıştır.”

Tunçkaya Köyü Muhtarı Ahmet İnanç da tarihi bir köyde yaşadıklarını anlattı.

Surlar içinde yaşam sürdüklerini söyleyen İnanç, şunları aktardı:

“Çocukluğumuzda burası ‘Geçivan’ olarak söyleniyordu. Köyümüz, 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’ndaki şehidimiz Şevket Çil’in adıyla anıldı. Ondan sonra Tunçkaya olarak ismi değiştirildi ve böyle devam etti. Ziyaretçiler turlarla geliyor ve buraları gezip bilgi alıyorlar.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir