Türkiye’nin dört bir yanındaki eşsiz yerel zenginlikler, Ülke TV’nin “Değerlerin Daveti” programıyla hafta sonları ekranlara taşınıyor.
Program, coğrafi işaretlerle uluslararası alanda tescillenmiş ve korunmuş, ülkenin kültürel ve doğal mirasını oluşturan değerleri mercek altına alıyor. Tarım ürünlerinden nadir endemik türlere, köklü el sanatlarından ağız sulandıran yöresel lezzetlere kadar geniş bir yelpazede yer alan değerler, program aracılığıyla geniş kitlelere tanıtılıyor.
“Değerlerin Daveti”nin temel amacı, Türkiye’nin yerel ürünlerini ve sanatını ulusal ve uluslararası pazarlarda markalaştırma çabalarına destek olmak. Gaziantep baklavasından Konya’nın etli ekmeğine, Erzurum’un göz alıcı Oltu taşına kadar birçok bilinen değerin yanı sıra, henüz patentlenmemiş veya yeterince tanınmayan yerel ürün ve el sanatlarını üreten kişi ve kurumlar da bu program sayesinde önemli destek ve teşvik mekanizmaları hakkında bilgilendiriliyor.
Program, yerel üreticileri ve sanatçıları bilinçlendirerek, onların ulusal birliğe ve ülke ekonomisine katkı sağlamalarına olanak tanıyor. Kendi topraklarımızın özgün tatlarını, dokularını ve hikayelerini barındıran bu değerlere sahip çıkan “Değerlerin Daveti”, her hafta sonu Ülke TV ekranlarında izleyicileri bekliyor. Bu eşsiz yolculukla Türkiye’nin saklı kalmış hazinelerini keşfederken, yerel ekonomiye ve kültürel çeşitliliğe verilen desteğe tanık olacaksınız.
Bugünün ürünü: Manisa Mesir Macunu
Türkiye’nin kültürel ve gastronomik zenginliklerinin en parlak örneklerinden biri olan Manisa Mesir Macunu, asırlık bir şifa geleneğinin günümüze uzanan eşsiz bir lezzetidir. Tarihi kökeni, özenli üretim süreci ve nihayetinde elde ettiği coğrafi işaret tescili ile bu macun, yalnızca Manisa’nın değil, tüm Türkiye’nin değerli bir mirasıdır.
41 baharatın kusursuz ahengi
Manisa Mesir Macunu’nun özgünlüğü, içeriğindeki 41 farklı baharat ve bitkinin titizlikle seçilmesi ve geleneksel yöntemlerle işlenmesinde yatar. Üretim süreci, bir dizi dikkatli aşamadan geçer ve her bir adım, macunun kendine has tadını, aromasını ve şifalı özelliklerini korumasını sağlar.
Baharatların hazırlanması: Macunun kalbini oluşturan karabiber, zencefil, karanfil, tarçın, yenibahar, hardal tohumu, kişniş, zerdeçal, havlıcan gibi 41 çeşit baharat, yöresel tariflere uygun olarak temin edilir. Bu baharatların bir kısmı kurutulur, bir kısmı ise öğütülerek toz haline getirilir.
Karışımın kaynatılması: Hazırlanan baharat karışımı, belirli oranlarda karıştırılır ve genellikle büyük kazanlarda su ile kaynatılır. Bu kaynatma işlemi, baharatların özlerinin suya geçmesini sağlar ve macunun temelini oluşturur.
Şekerin ve balın eklenmesi: Kaynama işlemi tamamlandıktan sonra elde edilen şifalı suya, geleneksel tariflere uygun olarak şeker (genellikle beyaz şeker) ve bal eklenir. Karışım, macun kıvamına gelene kadar, sürekli karıştırılarak pişirilmeye devam edilir. Bu aşama, macunun tatlılığını ve yapışkan dokusunu kazanmasını sağlar.
Kıvam alma ve soğutma: Macun, istenen yoğunluğa ulaştığında ocaktan indirilir. Geleneksel olarak büyük mermer tezgahlara dökülerek yayılan sıcak macun, soğumaya bırakılır. Bu soğuma süreci, macunun son dokusunu alması için kritik öneme sahiptir.
Kesim ve ambalajlama: Soğuyarak sertleşen macun, geleneksel olarak kare veya dikdörtgen şekillerde kesilir ve küçük parçalar halinde, genellikle renkli kağıtlara sarılarak paketlenir. Bir kısmı ise kavanozlarda “kaşık macunu” olarak sunulur.
Bu süreç, nesilden nesile aktarılan ustalık gerektiren bir sanattır ve macunun kalitesi, kullanılan baharatların tazeliğine ve pişirme süresinin hassasiyetine bağlıdır.
Coğrafi işaret tescili
Manisa Mesir Macunu’nun kültürel değeri ve özgünlüğü, resmi bir tescille de taçlandırılmıştır. Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde 21 Mart 2018 tarihinde Mahreç İşareti olarak tescil edilmiştir.
Bu ulusal tescilin ardından, Manisa Mesir Macunu’nun ünü uluslararası alana da taşınmıştır. Yoğun bir süreç sonunda, macun 4 Kasım 2024 tarihinde Avrupa Birliği (AB) nezdinde de Coğrafi İşaret tescili almıştır. Bu tescil, Manisa Mesir Macunu’nun AB’de tescillenen 28. Türk ürünü olmasını sağlamış, ürünün adının ve üretim yönteminin uluslararası alanda koruma altına alınarak taklit edilmesinin önüne geçilmiştir.
