Türkiye’nin 7 harikası: Tarihin gizli kalmış sessiz tanıkları

Türkiye, tarihe tanıklık eden eşsiz eserleriyle adeta bir açık hava müzesini andırıyor. Her adımda binlerce yıl öncesine ait izlere rastlamak mümkün.

Efes, Göbeklitepe ve Hierapolis gibi dünyaca ünlü ören yerleri geniş kitlelerce bilinirken, bazı antik kentler göz kamaştırıcı kalıntılarına rağmen hâlâ keşfedilmeyi bekliyor. İşte tarihin tozlu sayfalarında gizli kalmış, sizi zamanda bir yolculuğa çıkaracak o muhteşem antik kentler…

Güllük Dağı’nın zirvesinde: Termessos

Toros Dağları’nın bir parçası olan Güllük Dağı’nın zirvesine kurulmuş Termessos Antik Kenti, adeta gökyüzüne komşu bir tarih beldesi. Yüksekliği sayesinde doğal bir kale gibi korunan kent, Pisidialılar olarak bilinen Solym halkının izlerini taşıyor. Tarihi kaynaklar az olsa da, güçlü surları, tiyatrosu ve mezar odalarıyla Termessos, doğal güzelliğiyle birleşerek mistik bir atmosfer sunuyor.

Karia’nın kültür merkezi: Nysa

Aydın’ın doğusunda, yemyeşil vadiler arasında gizlenmiş Nysa Antik Kenti, geçmişte eğitim ve kültür alanında önemli bir merkezdi. Ünlü coğrafyacı Strabon’un da eğitim aldığı şehir, antik çağların entelektüel duraklarından biri olarak biliniyor. Kütüphanesi, tiyatrosu ve agora kalıntıları, Nysa’nın sadece bir şehir değil, aynı zamanda bilgiye aç kapılar olduğunu gösteriyor.

Taşlara işlenen güç: Kibyra

Burdur’un Gölhisar ilçesinde yer alan Kibyra, adeta bir taş ormanı gibi yükseliyor. 10 bin kişilik stadyumu, görkemli odeonu ve şehrin sosyal yaşamının kalbi olan agorasıyla Kibyra, zamanında askeri gücü ve mimari ihtişamıyla çevreye hükmetmiş bir kent. Özellikle stadyumu, Anadolu’nun en büyüklerinden biri olmasıyla dikkat çekiyor.

Frigya’nın gözdesi: Aizanoi

Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde bulunan Aizanoi, tarih tutkunları için adeta bir açık hava arkeoloji dersi sunuyor. Zeus Tapınağı, stadyum ve tiyatro kompleksi, tarihi pazar yeri Macellum ve taş köprüleri ile Roma döneminin ihtişamını yaşatıyor. Her taşın bir hikâyesi, her sütunun bir geçmişi var burada.

Tarihe tanık bir mozaik: Stratonikeia

Muğla’nın Yatağan ilçesindeki Stratonikeia, birçok medeniyetin ayak izlerini taşıyor. Antik dönemden Osmanlı’ya kadar uzanan tarih katmanlarıyla, adeta zamana meydan okuyor. Selçuklu hamamları, Osmanlı camileri ve antik çağdan kalma anıtsal yapılar bir arada. Burası sadece bir arkeolojik alan değil, aynı zamanda yaşayan bir tarih sahnesi.

Obruğun eteğindeki kent: Kanlıdivane

Mersin’in Erdemli ilçesindeki Kanlıdivane, doğanın ve tarihin eşsiz birlikteliğini sunuyor. Derin bir obruğun kenarına kurulmuş olan antik yerleşim, Helenistik kuleleri, bazilikaları ve geniş nekropol alanlarıyla dikkat çekiyor. Adını taşıdığı efsanelerle birlikte gizemini hâlâ koruyor.

Zeus’a adanmış miras: Uzuncaburç

Mersin’in Silifke ilçesinde yer alan Uzuncaburç Antik Kenti, ismini antik kulelerden alıyor. Kentin en görkemli yapısı, Korinth tarzı sütunlarla çevrili Zeus Olbios Tapınağı. Helenistik dönem mimarisinin zarif örneklerinden biri olan tapınak, tarih ve estetiğin nasıl iç içe geçebileceğini gözler önüne seriyor.

Türkiye’nin dört bir yanına dağılmış gizli antik kentler, sadece geçmişin değil, aynı zamanda bugünün de değerleri. Kalabalıktan uzak, doğayla iç içe ve keşfetmeye açık bu alanlar, kültür, tarih ve doğa tutkunlarını eşsiz bir yolculuğa davet ediyor.

Kaynak: Posta

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir