Sırbistan’ın başkenti Belgrad, Avrupa’nın ve Balkanlar’ın kavşak noktası, Sava ve Tuna nehirlerinin kucaklaştığı yerde, her köşesinde bir imparatorluğun yıkılışının ve yeni bir ulusun doğuşunun hikayesini fısıldayan bir şehir.
Belgrad, sadece bir gezi durağı değil, yaşayan, nefes alan, acı çekmiş ve yeniden ayağa kalkmış bir ruhu deneyimleme çağrısıdır.

Tarihin katmanları: Kale’den Skadarlija’ya
Belgrad’ın güzelliği, betonun, Osmanlı kalıntılarının ve Art Nouveau binalarının dürüst, ham karışımında saklı.
Kalemegdan
Belgrad, Sırbistan’ın görülmesi gereken en iyi tarihi yapıtları, Kalemegdan Parkı, Aziz Sava Katedrali, Belgrad Kalesi ve Nikola Tesla Müzesi’ni bünyesinde barındırmaktadır. İstanbul ve Atina’dan sonra Avrupa’nın en eski şehri Belgrad’da Tuna ve Sava Nehirlerinin buluştuğu noktada bir tepede bulunan Kalemegdan Parkı, Sırbistan’ın gelmiş geçmiş tüm tarihini sizlere sunuyor.

Belgrad Kalesi’nin de içerisinde bulunduğu parkta askeri müzeler, anıtlar kiliseler ve heykelleri muhteşem nehir ve orman manzarası eşliğinde görebilirsiniz. Parkta Osmanlı eserleriyle de karşılaşınca tanıdık hisler yaşayacaksınız.

Tuna’da gece
Belgrad, gece yaşamayı sevenlerin şehridir. “Avrupa’nın yeni Berlin’i” etiketi, özellikle gece hayatıyla hakkını veren bir tanımlamadır.
Savski ve Dunavski Kej (Nehir Kıyıları): Yaz aylarında hayat, nehirlerin üzerine kurulan yüzen kulüplerde, yani splav’larda atar. Bir splav’da güneşin doğuşunu izlemeden Belgrad’ın gece ritmini tam anlamıyla yakalayamazsınız. Bu, nehir üzerinde dans eden Balkan enerjisidir.
Novi Beograd (Yeni Belgrad): Sava Nehri’nin karşısında, bambaşka bir dünya yatıyor. Eski Belgrad’ın tarihî karmaşasının aksine, bu bölge, Tito döneminin brutalist mimarisinin, devasa beton blokların ve düzenli caddelerin ürünüdür. Bu karşıtlık, şehrin iki yüzünü gösterir: Biri Osmanlı ve Habsburg mirasıyla yorgun, diğeri sosyalist modernizmle iddialı.
Nikola Tesla ve Kutsal Sava
Belgrad’ı farklı kılan, somut olmayan miraslarıdır. Nikola Tesla Müzesi: Bilimin bu dahi çocuğu, Sırp ulusal kimliğinin bir parçasıdır. Müzede, Tesla’nın kişisel eşyaları ve en önemlisi, külleri yer alır. Belgrad, elektriği icat eden adamın huzur bulduğu yerdir.

Aziz Sava Katedrali (Hram Svetog Save): Dünyanın en büyük Ortodoks tapınaklarından biri olan bu katedral, Sırp Ortodoksluğunun gurur abidesidir. Yapımı yüz yıldan fazla sürmüştür ve içindeki mozaikler, ziyaretçinin nefesini kesecek niteliktedir. Belgrad’ın “Beyaz Şehir” olma arayışının modern bir sembolüdür.

Çoğu Avrupa şehrinin aksine, Belgrad, olmak istediği gibi değil, olduğu gibi görünür. Savaş izleri, NATO bombardımanının anıtları, beton binalar ve asil geçmiş, hepsi aynı manzarayı paylaşır.