Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) izinde manevi yolculuk başladı: Mekke’den Medine’ye yürüyorlar

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in (sav) Mekke’den Medine’ye yaptığı hicretin manevi atmosferini solumak amacıyla yola çıkan Müslümanlar, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) kutsal yolculuğunu bizzat tecrübe etmenin heyecanını yaşadı.

İslam tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in (sav) Mekke’den Medine’ye yaptığı hicretin manevi atmosferini solumak amacıyla, dünyanın dört bir yanından gelen Müslümanlar, İngiltere merkezli “Hijrah Hub” organizasyonunun rehberliğinde bir araya geldi.

Yürüyüşle ilgili duygularını dile getiren katılımcılar, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) kutsal yolculuğunu bizzat tecrübe etmenin heyecanını yaşadı.

Fecrin aydınlığında, sabah namazının hemen ardından Mekke’den yola çıkan grup, kavurucu çöl sıcağına aldırmadan, ellerindeki destek batonlarıyla kumların üzerinde ilerledi.

Yürüyüş, sadece bir fiziksel aktivite değil; aynı zamanda Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in (sav) ve yol arkadaşı Hazreti Ebubekir’in o zorlu günlerde uğradığı her bir noktadan geçerek, o dönemin zorluklarını ve imanın gücünü yeniden idrak etme yolculuğuydu.

İlk mola noktası

Ekip, hicretin başlangıcındaki en önemli noktalardan birinde, yani Sevr Mağarası’ndan ayrıldıktan sonraki yaklaşık 45 kilometrelik zorlu etabı tamamladı.

İlk dinlenme molası, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in (sav) o günlerde altında soluklandığı rivayet edilen tarihi kayanın bulunduğu bölgede verildi. Bu an, katılımcılar için hem bedensel bir nefes alma hem de manevi bir bağ kurma fırsatı oldu.

Zorluklara karşı yürüyüş devam etti

Yolculuğun ilk iki gününde kafile, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in (sav) ve sahabelerinin izlediği güzergâh üzerindeki Bayada Vadisi, Asfel Amj Vadisi ve Kudeyd Vadisi gibi coğrafi olarak zorlu bölgelerden geçti.

Grup üyeleri, kimi zaman çöl ikliminin şiddetli rüzgârları ve yakıcı sıcaklarıyla, kimi zaman da engebeli arazi koşullarıyla mücadele etmek zorunda kaldı. Gündüz vakti zorluklarla dolu bu arazide yol alan grup, karanlık çöktüğünde ise çadırlarını kurdukları kamp alanlarında, ibadetlerini yerine getirdi.

Organizasyona İngiltere’den katılan Telhat Sultan, yürüyüş ile ilgili duygularını paylaştı.

Bu deneyimin insanlarda oldukça mütevazı bir his uyandırdığını belirten Sultan, “Burada, aynı manevi arayışta olan insanlarla birlikte olmak çok anlamlı.” dedi.

Daha önce hacca ve umreye gittiğini belirten Sultan, hicret rotasındaki bu deneyimin daha farklı hissettirdiğini söyledi.

Serebral palsili (beyin felci) bir kız çocuğu olduğunu kaydeden Sultan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kızım her gün acı çekiyor. Onun acısının hafiflemesi için Allah’a yöneliyorum. Düşündüm ki eğer burada bu zorlukları Allah ve Peygamberimiz için yaşarsam, belki Allah kızımın acısını dindirir. Bir baba olarak bu çok zor ama annesi için daha da zor. Elimizden hiçbir şey gelmiyor. Bu yüzden burada olmak benim için bir ayrıcalık. Allah’ın beni duyacağına inanıyorum. Bu duayı her yerde, her adımda ediyorum.”

Hicret rotasındaki yolculukta insanın kendiyle baş başa kaldığını kaydeden Sultan, “Aslında yürürken utandım çünkü biz güvenli bir yerde konaklıyor ve yiyecek yemeğimiz olduğunu biliyoruz ama Peygamberimiz bunların hiçbirine sahip değildi. Biz onun çektiği zorlukların belki yüzde birini bile hissetmiyoruz. O an bunu düşünürken utandım ama aynı zamanda çok mütevazı hissettim. Çölün sessizliği ve o sonsuzluk… Herkes sustuğunda ve sadece yürüdüğümüzde, o an tarifsizdi. Zikir yapıyordum, derin bir huşu halindeydim. Gerçekten çok özel, unutulmaz bir deneyimdi.” diye konuştu.

“Bu yürüyüş bize Peygamber Efendimizin fedakarlıklarını yeniden hatırlattı”

Katılımcılardan İhtisham İbrar ise ilk günün oldukça zorlu geçtiğini ancak kısa sürede kendisini daha rahat hissettiğini ve çölün ruhuna, bu yolculuğun maneviyatına bağlanmaya başladığını dile getirdi.

Yaşadıkları deneyimin oldukça derin olduğunu belirten İbrar, şunları söyledi:

“Sevr’den ayrıldıktan sonra hemen çöle girdik. Yolculuğumuzun ilk durağı, Peygamber Efendimizin Hz. Ebubekir ile dinlendiği kaya oldu. O noktada oturmak, Peygamberimizin gerçekten orada dinlendiği yeri görmek, çok etkileyici ve tarif edilemez bir duyguydu.”

Çölde yaptıkları yürüyüşün zorlayıcı olduğunu belirten İbrar, “Çölde rüzgar çoktu ve çöl kum tepeleriyle doluydu ama sabrederek yürüdük. Bu süreçte yavaşlayıp gerçekten yürüyüşün anlamına odaklanabildik. Bu da bize, onun yolculuğunun ne kadar zor olduğunu derinden düşündürdü. Sert kayalar, yumuşak kumlar, yakıcı güneş… Biz modern ekipmanlarla yürüyoruz ama Peygamber Efendimiz bunların hiçbirine sahip değildi. Bu yürüyüş bize, hicret yolculuğunda onun ve sahabelerinin yaptığı fedakarlıkları yeniden hatırlattı.” dedi.

Katılımcılar, bir hafta boyunca yürüyerek, zaman zaman ise arazi araçlarıyla yolculuk yaparak Medine’ye ulaşmayı hedefliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir