Peri bacaları diyarında ata mirası mağara ev geçmişe götürüyor

Nevşehir’in Ürgüp ilçesinde, geçmiş dönemlerde bölgede yaşayan insanların sürdürdüğü hayat tarzından kesitler sunan kayadan oyma mağara ev, turizme katkı sağlamaya devam ediyor.

Temenni Tepe'de uzun yıllar hayat sürülen ve 1980'li yıllarda boşaltıldıktan sonra atıl kalan mağara evlerini ziyarete açan Büyükakten ailesi, konukların adeta zamanda yolculuğa çıkmasını sağlıyor.

Geçmişte aile büyüklerinin yaşadığı odalar ve tünellerden oluşan evin ziyarete açılmasının ardından işletmesini üstlenen Ömer Büyükakten, hem atalarının anılarını yaşatıyor hem de kültürel izleri yeni kuşaklara tanıtıyor.

Temenni Tepe'deki kapısından girilen ve yaklaşık 250 metre aşağı inilerek kent merkezinde çıkış kapısı bulunan "Büyükakten Yeraltı Evi", açıldığı 2018'den bugüne kadar yaklaşık 120 bin kişiyi ağırladı.

Yer altı evinin işletmecisi Ömer Büyükakten, bölgedeki kaya oyma yapıların genelde otele dönüştürüldüğünü ancak kendilerinin dedelerinden kalan evi geçmişteki yaşam koşullarını tanıtmak amacıyla ziyarete açmayı daha doğru bulduklarını belirtti.

Kapadokya’da, Hititler döneminden beri mağara evlerde yaşam izlerine rastlandığını anlatan Büyükakten, şöyle konuştu:

“Kaya oyma kültürü Kapadokya’da çok eskilere dayanıyor. İlk kaya oyma kültürü izlerini 7 bin yıl öncesinde görüyoruz. Burayı yer altı evine çevirip 2018’de ziyarete açtık. 2020’de alanın tamamı gezintiye açıldı. Burada ilk önce dedemin babaannesi yaşamış. Biz torununun torunuyuz. Otel olmamasının sebebi manevi değeridir. Üst kattan Temenni Tepesi’nden giriliyor. Konuklar eski yaşam kültürünü görüyor. İnsanların eskiden nasıl yaşadığını tecrübe ediyorlar ve şehir merkezindeki kapıdan çıkıyorlar. Mutfak, salon, gelin odası, yatak odası, ahır sekisi ve tüneller var. Ahır sekisi insanların hayvanlarıyla beraber kaldıkları yer. Misafir gelen insanlar hayvanlarıyla aynı ortamda kalırmış. ‘Oturduğu ahır sekisi söylediği İstanbul türküsü’ sözü de buradan geliyor.”

Toplumsal değişimleri incelemek isteyen araştırmacıların ve turistlerin yer altı evine ilgi gösterdiğini aktaran Büyükakten, “Daha çok Güney Amerika’dan misafir ağırlıyoruz. Meksika ve Peru’dan antropologlar, Fransa ve Almanya’dan akademisyenler geliyor. Onun dışında da yerli ve yabancı turistlerimiz oluyor. Her yaş grubundan misafir ağırlıyoruz.” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir