Kayseri’de bulundu! Tam 7,7 milyon yıllık

Kayseri’de Yamula Barajı civarında sürdürülen fosil kazılarında 7,7 milyon yıllık 3 fil kafatası bulundu.

Yamula Barajı civarında 2017 yılında bir keçi çobanının ihbarı üzerine bulunan ve bir yıl sonra bölgede başlatılan kazı çalışmaları sürüyor.

FOSİL ÇEŞİTLİLİĞİYLE DİKKAT ÇEKİYOR

Sürdürülen fosil kazılarında bugüne kadar zürafa, fil, mamut, gergedan, 3 toynaklı atlar, bovit denilen boş boynuzlu koyun, keçi, antilop, kaplumbağa ve domuz fosili çıkarıldı.

Kızılırmak Nehri üzerine kurulu Kocasinan ilçesindeki Yamula Barajı’nın çevresinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni, Kayseri Müze Müdürlüğü Başkanlığı’nda, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin sponsorluğunda Prof. Dr. Okşan Başoğlu ve Prof. Dr. Pınar Gözlük Kırmızıoğlu’nun bilimsel danışmanlığında fosil kazıları yürütülüyor.

“3 KAFATASI TESPİT ETTİK”

Uzman Arkeolog Ömer Dağ, AA muhabirine, baraj çevresindeki kazıları ekip arkadaşlarıyla sürdürdüklerini söyledi.

Kazıda bu yıl ağırlıklı olarak fil fosilleri keşfettiklerini belirten Dağ, “Bu sene fil senesi diyebiliriz. Kazıların başladığı 2018’den bu zamana kadar 2 kafatası bulabilmiştik ama bu yıl sadece bir sezonda 3 kafatası tespit ettik. Bir tanesinin yanında alt çenesi de mevcuttu. Defans (fillerin en uzun dişleri) işlerinin korunma durumları biraz kötüydü ama 3 tane kafatası da tama yakındı.” diye konuştu.

“BİZ ORAYA ARTIK ‘FİL BÖLGESİ’ DİYORUZ”

Dağ, bölgenin tarihlendirilmesi için radyoizotop analizi yaptırdıklarını vurgulayarak, “Çevril ve Taşhan bölgemiz 7,7 milyon yıl çıktı. Hırka bölgemiz 7,5 milyon yıla tarihlendirildi. Yaşlandırma için 7,7 milyon yıl diyebiliriz. Fil fosillerini Çevril Mahallesi dediğimiz noktada bulduk, aslında biz oraya artık ‘fil bölgesi’ diyoruz çünkü ağırlıklı olarak fil fosillerini orada keşfettik. Bulduğumuz fosillerin kimisinin arasında 100 metre, kimisinin arasında 200-300 metre mesafe vardı. Bu sene fil yönünden çok zengin bir sene oldu diyebilirim.” ifadelerini kullandı.

Fosillerin bölgenin paleocoğrafyası (geçmiş dönemdeki coğrafyası) hakkında da bilgiler verdiğine dikkati çeken Dağ, şunları kaydetti:

“Fillerin bir noktada toplanması, yoğun olduklarının gözlemlenmesi, bulduğumuz noktanın paleocoğrafyası hakkında bilgi veriyor. Çünkü tespit ettiğimiz bazı fil türleri, bataklık ortamda alt çenesiyle bataklığı kazıyarak aslında yiyeceğini buluyor. Kimi fil örneklerinin de tamamen ağaçtaki o filizlerden beslenerek, ağacı devirerek beslendiğini gözlemleyebiliyoruz. Aslında biz fosillerin farklı farklı noktalarda bulunmasını, tamamen o dönemki paleocoğrafyayla alakalı olduğu kanısına varıyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir