Ege’nin derinliklerindeki güzellik: Kuşadası’nın sualtı hazineleri

​Aydın’ın incisi Kuşadası, sadece antik kentlere ve masmavi koylara ev sahipliği yapmıyor; aynı zamanda dalış tutkunlarının Ege’deki yeni adresi olarak parlıyor.

Yılın büyük bir bölümünde berrak sularında dalış imkanı sunan ilçe, Türkiye’nin derinliklerinde ender rastlanan deniz yaşamına tanıklık etme fırsatıyla adeta bir sualtı laboratuvarı görevi görüyor.

Kuşadası, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle her yıl yüzbinlerce misafiri ağırlayan popüler bir destinasyon. Ancak son yıllarda asıl çıkışını alternatif turizm alanında yapıyor. Tertemiz suları, doğal ve yapay resif alanları ile zengin biyolojik çeşitliliği, Kuşadası’nı tüplü veya tüpsüz dalış için vazgeçilmez kılıyor.

Ege’nin saklı türleri

Özellikle sualtı fotoğrafçılarının merceğinden kaçırmadığı Kuşadası derinlikleri, nadir bulunan canlı türleriyle dolu. Özel ekipman gerektiren görüntüler yakalamak burada mümkün. Göz kamaştıran renkleriyle bilinen deniz tavşanları (nudibranch), bölgeye özgü endemik balık türleri, zarif aslan balıkları, hayati öneme sahip deniz çayırları ve görkemli uzun dikenli deniz kestaneleri burada kendine yaşam alanı buluyor. Tüm bunların yanı sıra, nesli kritik tehlikede olan Akdeniz foku da bu sularda beslenirken uzaktan izlenebiliyor.

Uzun yıllardır bölgede dalış eğitmenliği yapan Tağmaç Saraçoğlu, Kuşadası’na olan yerli ve yabancı ilginin sürekli arttığını belirtiyor. Saraçoğlu’na göre, ilçe sadece doğal resiflere değil, aynı zamanda ülkenin en büyüklerinden biri olan uçak batığı resifine de ev sahipliği yapıyor. Denizin altının hala keşfedilmeyi bekleyen bir sır dünyası olduğunu vurgulayan Saraçoğlu, “Kuşadası’nın sualtı amforalarla, eski çapalarla ve fener tutulduğunda parlayan mercan resifleriyle dolu alanları var. Bu bilinmezlik, insanları sürekli meraklandırıyor,” dedi.

Minyatür sanat eserleri: Deniz Tavşanları

Saraçoğlu, son dönemde dalış noktalarında sıkça karşılaştıkları bir türe özellikle dikkat çekiyor: Deniz Tavşanları. Bu yumuşakçalar, sualtı dünyasının en ender görülen ve en renkli canlıları arasında yer alıyor.

Genellikle 1 milimetreden başlayıp 3 santimetreye kadar çıkabilen minyatür canlılar, fotoğrafçılar için adeta bir görsel şölen sunuyor. Eğitmen, “Onları görüntülemek için özel makro ekipmanlar kullanıyoruz. O kadar farklı renk, boyut ve türde karşımıza çıkabiliyorlar ki… Kuşadası’nın sualtı biyolojik çeşitliliği bu tür canlılarla inanılmaz zenginleşiyor,” şeklinde konuştu.

Kuşadası, sunduğu tarihi ve kültürel zenginliğin ötesinde, Ege’nin altında sakladığı bu canlı laboratuvarı ile dalış turizminde Türkiye’nin en iddialı merkezlerinden biri olma yolunda hızla ilerliyor.
​​

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir