Konya’daki UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Eşrefoğlu Camisi, bey mahfilinin altında, zeminden 2 metre aşağıda, iç içe iki odadan oluşan çilehanesi ve dehlizleriyle dikkat çekiyor.
Divan toplantılarında kullanılıyordu
Beyşehir ilçesindeki cami, ahşap direkleri, tavanı, taş işçiliği taç kapısı, ahşap ve çini süslemelerinin yanında, divan toplantılarında ve devlet görüşmelerinde kullanılması özelliğiyle de ilgi topluyor.

En gelişmiş örneklerden biri
Anadolu Selçuklu uç beyliği Eşrefoğulları Beyliği’nin kurucusu Seyfeddin Süleyman Bey tarafından 1299’da yaptırılan, 48 ahşap sütunun taşıdığı cami, Selçuklu geleneklerine bağlı “ulu cami” tarzında tasarlanan camilerin en gelişmiş ve büyük örnekleri arasında kabul ediliyor.

“Camide güvenlik önlemleri ön planda”
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, şehrin imarında, seferleri, saldırıları ve kuşatmaları engellemek için surlar inşa edildiğini, kent içinde de güvenlik tertibatları oluşturulduğunu dile getirdi.
Bu önlemlerden birinin de Eşrefoğlu Camisi’nde alındığını anlatan Muşmal, “Bu cami sadece ibadet edilen bir mekan değil, aynı zamanda halkın, devlet yöneticilerinin bir araya geldiği, istişare ettiği de bir yerdi. Beyliğin, zaman zaman elçilerle, devlet yöneticileriyle, beylik yöneticileriyle, halkıyla görüştüğü, devlet meselelerini konuştuğu bir meclisi var. İşte camideki bey mahfili bu işler için de kullanılıyordu. Altında da çilehane bulunuyor.” ifadesini kullandı.

Çilehanenin, güvenlik tertibatıyla olan ilişkisine dikkati çeken Muşmal, şöyle konuştu:
“Bey mahfilinin altında konumlandırılan çilehaneden iki dehlizle dışarıya, göl kıyısındaki kayıkhaneye ve surların dışına ulaşılabiliyordu. Bu da bize, herhangi bir baskında, kuşatmada ya da şehir düştüğünde, beyin kayıkhaneye tahliye edilerek, göl üzerinden Kubadabad Sarayı’na veya muhkem adalara götürülmesine imkan sağlandığını gösteriyor. Tünellerin boyutu çok yoğun bir tahliye imkanı tanımıyor ama kritik önemde olan insanların tahliyesini kaldıracak kapasitede. Zaten beylik merkezi de çok kalabalık değildi.”
