Kayseri’de 1135 yılında Danişmend hükümdarı Melik Mehmet Gazi tarafından yaptırılan Cami-i Kebir’in yapımı esnasında yaşlı bir kadının kullanılması için bağışladığı 7 tuğla ve hikâyesi asırlardır anlatılıyor.
Tarihi cami, 1716 yılında meydana gelen büyük depremden zarar görmesinin ardından 5-6 yıl gibi bir süre harap halde kullanılmadan kaldıktan sonra 1723 yılında Saray mutfak Sorumlusu Kayserili Hacı Halil Efendi tarafından onarıldı.
Kırmızı çizgilerle belirtildi
Bu onarımda caminin yapımı esnasında yaşlı kadının bağışladığı ve cami duvarında kullanılan 7 tuğlanın yeri ise 7 adet kırmızı çizgi ile belirtildi.

“Kayseri Cami-i Kebir’i farklı kılan özelliklerinden birisi de bu 7 tuğla”
Cami-i Kebir’in 7 tuğla hikâyesini anlatan Kayseri Cami-i Kebir Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği Başkanı Ömer Faruk Çarşıbaşı, “Kayseri Cami-i Kebir’i farklı kılan özelliklerinden birisi de bu 7 tuğla. Diğer camilerden farklı kılan kısmını ben kısaca şöyle aktarabilirim. Melik Muhammed Gazi 1134 yılında bu caminin yapımına başladığı esnada hiç kimseden yardım alınmayacak diye bir şart koşmuş. 1143 yılına kadar da neredeyse hiç kimseden yardım alınmamış ama bir yaşlı, elinde 7 tane tuğla ile bir teyze Cami-i Kebir’de çalışan ustalara gelmiş bunları kullanın demiş. Hiç kimse kullanmak istememiş. Halk arasında Mehmet Gazi ismiyle anılan Muhammed Gazi’nin bu emirlerinden dolayı. Fakat ustanın birisi teyzenin yalvarmalarına dayanamamış ve bu 7 tane tuğlayı burada kullanmış. O gece Peygamber Efendimiz 2-3 defa Melik Muhammed Gazi’nin rüyasına girmiş. O da sabah geliyor buraya ve ustaların hepsini topluyor. ‘Burada ne oldu da olağanüstü, rüyama Peygamber Efendimiz girdi.’ diyor. ‘Cenab-ı Hakk o tuğlalar kullanılmasaydı senin hayrını kabul etmeyecekti.’ diye soruyor. Bununla ilgili hemen ustalardan biri bir yanlışlık yaptığımın farkındayım ama yalvarmalarına dayanamadım. Onun için de biz bu tuğlaları kullandık deyince gidiyor teyzenin elini öpüyor, rızasını alıyor.” dedi.

“Burası Peygamber Efendimizin şefaatleri ile Cenab-ı Hakk’ın nazarını celbetmiş bir mabet”
Çarşıbaşı, caminin yapımında şüpheli hiçbir paranın kullanılmamasının burayı özel kıldığını söyleyerek, “Burası Peygamber Efendimizin şefaatleri ile Cenab-ı Hakk’ın nazarını celbetmiş bir mabet. Buraya namaza gelenler namazı bırakamıyor, Cami-i Kebir’e alışanlar da burayı bırakamıyor. Buranın huşu ile namaz kılınma sebeplerini ben çok düşündüm. Melik Muhammed Gazi acaba bu yardım alınmasını istememiş diye çok araştırdım. Şüpheli hiçbir paranın buraya girmediğini hatta buranın yapımının da kendi cebinden olduğunu öğrendiğim an bu sorunun da cevabını bulduğumu zannediyorum.” ifadelerini kullandı.
