Antalya’nın turizm merkezlerinden Alanya’da 6 kilometre uzunluğunda surlarla çevrili Alanya Kalesi, 23 çeşit endemik bitkiye de ev sahipliği yapıyor. Helenistik dönemde 10 hektarlık alanda kurulan, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerince kullanılan Alanya Kalesi, 6 kilometre uzunluğundaki surlarla çevrili alanda sadece tarihin izlerini değil kendine has endemik bitkileri de barındırıyor. ( Mustafa Kurt – Anadolu Ajansı )

Alanya Kalesi’nde tarih ve doğa bir arada

Antalya’nın turizm merkezlerinden Alanya’da 6 kilometre uzunluğunda surlarla çevrili Alanya Kalesi, 23 çeşit endemik bitkiye de ev sahipliği yapıyor. Helenistik dönemde 10 hektarlık alanda kurulan, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerince kullanılan Alanya Kalesi, 6 kilometre uzunluğundaki surlarla çevrili alanda sadece tarihin izlerini değil kendine has endemik bitkileri de geleceğe taşıyor.

Bahar mevsimiyle canlanan kale, mavi ve yeşilin tonları arasında binlerce ziyaretçisini kendine has flora ve faunası arasında ağırlıyor. Alanya Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Nimet Hacıkura, Alanya Kalesi’nin ülkenin en önemli kültür varlıklarından biri olduğunu söyledi.

Kalenin birinci derece arkeolojik, doğal, tarihi ve kentsel olmak üzere 4 farklı sit alanı özelliğini bir arada barındırdığını anlatan Hacıkura, “Mimari dokunun yanı sıra kale, kendine özgü bitki türlerini barındırıyor. En son çalışmalarda Alanya Kalesi’nde 385 bitki türü tespit edildi ve bunlardan 23’ünün de endemik olduğuna karar verildi. Ziyaretçiler, mevsiminde kaleyi dolaştığında hem mimari dokuyu hem de bitki türlerini yerinde görme şansına sahip olabiliyorlar.” dedi.

Alanya Belediyesi olarak doğal dokunun korunması anlamında çalışmalar yürüttüklerine değinen Hacıkura, bitki ve canlı çeşidini ziyaretçilere göstermek adına, restore ettikleri tarihi Alanya evinde Alanya Belediyesi Herbaryum Müzesi’ni faaliyete geçirdiklerini kaydetti.

Hacıkura, Alanya Kalesi çevresinde toplanan 150’den fazla bitki ve 100’e yakın böcek ve kelebek çeşidinin özel yöntemlerle kurutularak sergilendiğini vurgulayarak, müzede peygamber çiçeği, çakşır otu, yılan yastığı, kıyı kum otu, balık otu ve kara ballı baba otu gibi 8 endemik türün de görülebileceğini sözlerine ekledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir