Tarihin sırları açığa çıkıyor! Kazılar 30 yıldır sürüyor

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve “tarihin sıfır noktası” kabul edilen Göbeklitepe’yi keşfetmek için her yıl binlerce ziyaretçi Şanlıurfa’ya akın ediyor.

KAZILAR 30 YILDIR SÜRÜYOR

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü koordinasyonunda, Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müzesi tarafından Prof. Dr. Klaus Schmidt’in başkanlığında 1995’te bölgede kazı çalışmalarına başlandı.

GÜN YÜZÜNE ÇIKARILAN ESERLER

Kazılarda neolitik döneme ait, boyları 3 ila 6 metre, ağırlıkları 40 ila 60 ton olan, yabani hayvan figürlü “T” biçimli dikili taşlar bulundu. Ayrıca 8 ila 30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli, dünyanın en eski tapınak kalıntıları ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi çeşitli eserler gün yüzüne çıkarıldı.

UNESCO DÜNYA MİRASI LİSTESİ’NDE

Bu eserlerle ünü her geçen yıl artan Göbeklitepe, 2011 yılında UNESCO “Dünya Mirası Geçici Listesi”ne alındı, 1 Temmuz 2018’de Bahreyn’de düzenlenen 42’nci Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nda Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi.

GÖBEKLİTEPE’NİN “ALTIN YILI”

Kısa sürede dünyadaki bilinirliği artan Göbeklitepe, 2019’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Göbeklitepe Yılı” ilan edilmesiyle turizmde “altın yılı”nı yaşadı.

GÜNDE 10 BİNİ AŞKIN ZİYARETÇİ

Her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil olduktan sonra ziyaretçi sayısı artan Göbeklitepe, tatil günlerinde günlük 10 bini aşkın ziyaretçiyi kabul ediyor.

“İLGİYİ HAK EDECEK TABLO VAR”

Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, dünyanın dört bir yanından Göbeklitepe’ye ziyaretçi geldiğini söyledi.

Ören yerindeki her eserin ve her yeni bilginin merak uyandırdığını vurgulayan Karul, şöyle devam etti:

“Göbeklitepe tarih öncesi dönem için çok elit bir yerdir. 30 yıl önce başlayan kazılarda birçok ilkin görüldüğü, çok kamusal ve anıtsal yapıların karşımıza çıktığı bir alanla karşı karşıyayız. Haliyle karşımızda yoğun ilgiyi hak edecek bir tablo var. Göbeklitepe’de açığa çıkan kalıntıların benzerlerini çağdaş yerleşmelerde yeni yeni görmeye başladık. Arkeologlar olarak turizm açısından anlamlandırmaya çalıştığımız şeylerden sadece biri budur. Burada anlamaya çalıştığımız, tarih öncesi insanların yaşadığı mekanlar, teknolojiler, yaşam biçimleri ve beslenme alışkanlıklarıdır. Bunu tek bir yerleşim yeri ölçeğiyle sınırlı tutmayıp dönemi, bölge içini ve bölgeler arası karşılaştırmaları da değerlendirerek daha net hale getirmeye çalışıyoruz. Yaptığımız işin toplumda giderek daha büyük kalabalıklar tarafından ilgi görmesi bizi mutlu ediyor. Sonuç itibarıyla her birey, dünyanın neresinde olursa olsun, buradaki arkeolojik alanları görme özgürlüğüne sahiptir.”

Karul, alanın daha fazla anlaşılır hale gelmesi için yoğun çaba gösterdiklerini ifade ederek, “Arkeolojinin toplumsallaştırılması konusunda Taş Tepeler Projesi’nin bir hassasiyeti var. Sadece kazı yapmak, oradaki arkeolojik veriyi bilgiye dönüştürmek değil, buluntuyu toplumla buluşturmak da bizim önceliklerimiz arasında yer alıyor.” dedi.

Kaynak: AA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir