Manisa’nın Akhisar ilçesinde yer alan Ulu Cami, yaklaşık 3 bin yıllık geçmişiyle dünyanın en eski ve halen kullanılan ibadet yapılarından biri.
Farklı dönemlerde tapınak, ateşgede, kilise ve cami olarak hizmet veren yapı, dört büyük inancın izlerini bir arada taşıyor.

Yapım tarihi tam olarak bilinmese de, M.Ö. 900-750 yıllarına tarihlenen Lidya taş ustalarının imzaları sayesinde geçmişi binlerce yıl öncesine uzanıyor. İlk olarak Luvi Tapınağı olarak inşa edilen yapı, Persler döneminde Zerdüşt inancına göre Ateşgede’ye dönüştürülmüş, içine dört ateş odası eklenmişti.

Büyük İskender’in fetihleriyle yeniden tapınak kimliği kazanan yapı, Hristiyanlıkla birlikte kiliseye çevrilerek İncil’de adı geçen 7 kutsal kiliseden biri olan Thyateira Kilisesi olarak anılmaya başlandı.

1311 yılında Saruhanoğulları Beyliği’nin Akhisar’ı fethetmesiyle birlikte yapı camiye çevrilerek Fethiye Camii adını aldı. Zamanla Osmanlı mimarisiyle zenginleştirilen cami, bugün de Akhisar Ulu Cami ismiyle ibadete açık.

Yapının en dikkat çeken özellikleri arasında 3.80 metre kalınlığındaki tonoz duvarlar, Zerdüşt dönemine ait yer altı odaları, Bizans dönemine eklenen apsis ve camiye dönüştürülürken yapılan minare ve mihrap yer alıyor. İçeride bulunan Mısır kökenli tek parça sütun da Anadolu’daki nadir örneklerden biri.

Sanat tarihçisi Kefaettin Öz’e göre, yapı sadece mimarisiyle değil, altında uzanan geniş tünel sistemiyle de dikkat çekiyor. Bu tünellerin şehrin altına yayıldığı ve yeraltı yaşamına dair önemli ipuçları taşıdığı ifade ediliyor.

Tarih boyunca her medeniyetin inancını yansıttığı yapı, bugün bir cami olsa da geçmişin tüm izlerini üzerinde taşıyarak adeta yaşayan bir tarih kitabı gibi ziyaretçilerini karşılıyor.

