Anadolu’nun en görkemli antik kenti: 7 bin yıllık Alacahöyük

Çorum’un Alacahöyük köyündeki Alacahöyük Ören Yeri’nin girişinde bulunan ortostatların (duvarların alt bölümlerinde görülen, belli konuların betimlendiği kabartmalı taş blok) yüzeyindeki kabartmalar turistlerin ilgisini çekiyor. Kent merkezine 53 kilometre mesafede bulunan Alacahöyük Ören Yeri, farklı medeniyetlere ait yaklaşık 7 bin yıllık geçmişiyle Anadolu’nun en önemli arkeolojik merkezleri arasında gösteriliyor.

Döneminin süper gücü kabul edilen Hititler’in önemli yerleşim yerlerinden olan tarihi kent, giriş kapısında yer alan ikişer metre uzunluğundaki iki andezit sfenks (kafası koç, kuş veya insan, gövdesi ise uzanan bir aslan şeklini alan heykel) ile ziyaretçilerini karşılıyor.

Alacahöyük

Girişte doğu ve batı kulelerini süsleyen ortostatlarda frizler (mimarlıkta taban kirişi ile çatı arasında kalan, kabartmalarla bezeli ya da düz şerit) halinde gösterilen kabartmalar, kapı sfenksleriyle ziyaretçilerde “sanata önem verilen kent” hissi uyandırıyor.

Alacahöyük Kazı Başkanı ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Yıldırım, Hitit şehir kapılarında sfenks ya da aslan gibi koruyucu anlam taşıyan anıtsal heykeltıraşlık eserlerinin Boğazköy’den de tanındığını ancak Alacahöyük’ün, kapı sfenkslerinin yanında yer alan kabartmalı ortostatlar nedeniyle diğer şehir kapılarından ayrıldığını söyledi.

Hitit şehirlerinin surlarla çevrildiğini, bazı kapı girişlerinde “koruyucu” anlamı olan anıtsal sfenkslerin yer aldığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti “Ancak Alacahöyük’ü diğer Hitit kentlerinden ayıran en önemli özellik, bu kapının sadece anıtsal sfenkslerle değil, ortostat dediğimiz, üzerinde birtakım figürlerin gösterildiği kabartmalı bloklarla girişin her iki yanındaki kulelerin süslenmesidir. Bu kabartmalar aynı zamanda kule duvarlarının alt kısmını güçlendirmekte, nem, rutubet gibi diğer etkenlerden de koruma amacı taşımaktadır. Hitit yazılı belgelerde sözü edilen bayram törenlerinin öyküsel şekilde anlatıldığı bu kabartmalı ortostatlar, Hitit sanatında eşsizdir. Milattan önce 2 bin yılına tarihlenen Boğazkale ya da diğer Hitit şehirlerindeki kapı girişlerinde bu ortostatları göremezsiniz.”

Hititler’de kabartmalı ortostatlara Alacahöyük’ün ardından Hitit İmparatorluğu’nun yıkılışından sonra geç Hitit döneminde Güneydoğu Anadolu ve Suriye’deki Hitit prensliklerine ait kalıntılarda ya da anıtsal şehir surlarında rastlandığını dile getiren Yıldırım, “Alacahöyük’teki ortostatlar, Hitit sanatında öncüdür. Yani kabaca milattan önce 14’üncü yüz yıla tarihlediğimiz bu ortostatlar, Güneydoğu Anadolu ve Suriye topraklarındaki milattan önce 1000’li yıllarda geç Hitit merkezlerinde görülen mimari geleneğin öncüsüdür.” ifadesini kullandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir