Tokat’ın küçük ve tarihi derinliğe sahip ilçesi Sulusaray’da, tam iki bin yıldır ayakta duran ve bugün hala hizmet veren mimari bir şaheser bulunuyor.
Adeta zamanın kendisiyle inatlaşan Çekerek Irmağı üzerindeki Roma Köprüsü, sadece bir tarihi eser değil, aynı zamanda günlük hayatın aktif bir parçası olmayı sürdürüyor.
Yaklaşık 20 asır önce, Roma İmparatorluğu’nun mühendislik dehasının bir kanıtı olarak inşa edildiği düşünülen bu köprü, yüzyıllardır süren yıpranmaya ve sayısız doğal olaya rağmen dimdik ayakta. Antik çağın taş işçiliği ve mimari estetiğini günümüze taşıyan köprü, modern araç ve yaya trafiğini kesintisizce taşımaya devam ediyor.
Köprünün altı kemerden oluşan yapısı, dönemin ileri düzeydeki mühendislik bilgisini gözler önüne seriyor. Özellikle ortadaki iki kemerin diğerlerinden daha geniş ve yüksek tasarlanmış olması, suyun akış dinamiğini ustaca yönettiklerini ve yapıya görsel bir ihtişam kattıklarını gösteriyor. Kıyı şeritlerinden başlayıp merkeze doğru zarif bir eğimle yükselen mimarisi, Sulusaray Köprüsü’nü hem güçlü ve dayanıklı hem de göz alıcı kılıyor.
İki bin yıllık süre zarfında elbette birçok onarım ve restorasyon geçirmiş olsa da, özgün karakterini korumuştur. Sulusaray ilçe merkezi ile yedi çevre köyü ve hatta Yozgat sınırındaki yerleşimleri birbirine bağlayan bu taş köprü, bölge halkı için hayati bir ulaşım arteri rolünü sürdürüyor. Sulusaray Köprüsü, geçmişi günümüze bağlayan somut bir sembol olarak, tarihi değerini işlevselliğiyle birleştiren nadir eserlerden biridir. Adeta taşın dilinden dayanıklılık ve devamlılık mesajını veren eşsiz bir mirastır.
