Edirne’de, Tunca Nehri kıyısında 547 yıldır ayakta duran ve yalı camisi özelliğindeki Evliya Kasımpaşa Camisi’nde kapsamlı bir restorasyon çalışması başladı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından geçtiğimiz yıl başlatılan çalışmalar, 5,5 asırlık tarihi yapının eski ihtişamına kavuşmasını hedefliyor.
Tarihi yapı gün yüzüne çıkıyor
Restorasyon kapsamında, caminin çevresindeki toprak altında kalmış yapılar, yürüyüş yolları ve hazire (mezarlık) alanında kazı çalışmaları yapıldı. Kazılarda, yıllarca toprak altında kalmış birçok önemli yapı ve mezar taşı gün ışığına çıkarıldı. Ekipler, minare ve caminin iç-dış cephesinde iskeleler kurarak titizlikle çalışmalarına devam ediyor.
Edirne Valisi Yunus Sezer, camiyi ziyaret ederek çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı. Sezer, tarihi yapının Osmanlı padişahları tarafından kayıklarla ziyaret edildiği rivayetine değinerek, “Burası tarihi anlamı olan çok güzel bir cami” şeklinde konuştu. Uzun yıllar boyunca ibadete kapalı ve harabe halinde kalan caminin restorasyonunun, haziresindeki zenginliği de ortaya çıkardığını belirtti.
Gizemli haziredeki sırlar
Vali Sezer, hazirenin zamanla nehrin getirdiği kumlarla yaklaşık 2 metre toprak altında kaldığını ve yapılan kazılarda birçok önemli şahsiyetin mezarının bulunduğunu ifade etti. Mezarların arasında padişah çocukları, sadrazamlar ve devletin ileri gelenlerinin olabileceği yönündeki tespitlerin, tarihte kaybolan kişilerin izini sürmek açısından faydalı olacağını vurguladı.
Restorasyon çalışmaları tamamlandığında, hazire alanı düzenlenecek ve yürüyüş yolları tekrar canlandırılacak. Tarihi kaynaklarda belirtildiği gibi, Edirne Sarayı ve cami arasında kayık seferlerinin yeniden başlatılması için cami rıhtımı da inşa edilecek.
Vali Sezer, projenin tamamlanmasıyla caminin içerisinde kütüphane ve kitap kafelerin de yer alacağı, Edirne’ye değer katacak bir merkez haline getirileceğini sözlerine ekledi.
Evliya Kasımpaşa Camisi’nin geçmişi
Evliya Kasımpaşa tarafından 1478’de inşa ettirilen tarihi cami, Tunca Nehri’nin taşkınları nedeniyle 1950 yılında ibadete kapatıldı. Yıllar içerisinde harap olan yapı, son zamanlarda taşkın sorunlarının çözümüne yönelik yapılan kanal çalışmaları sayesinde restore edilme imkanı buldu.
