Sakarya’da yeşilliklerin arasına saklanmış Kışlaçay köyünün sadece manzarasıyla değil, aynı zamanda yüzyıllık geleneğiyle de ziyaretçilerini şaşırtan bir özelliği var.
Gürcistan’daki savaştan kaçarak 1800’lü yıllarda Türkiye’ye sığınan göçmenlerin kurduğu Sakarya’nın Kışlaçay köyü, asırlık bir geleneği bugün de sürdürüyor. Doğal güzellikleriyle büyüleyen ve zamanın durduğu hissini veren bu köy, yüz yılı aşkın bir süredir yabancılara ev ve arazi satmıyor.
Nüfusunun büyük bölümü emeklilerden oluşan Kışlaçay, küçük bir köy olsa da, kendi içinde barındırdığı bu katı kuralı ile dikkat çekiyor. Köyde yaşayanların anlattığına göre bu kural, köye ilk yerleşen ataları tarafından konulmuş ve nesilden nesile aktarılmış.
Köy halkı, bu geleneği korumayı bir görev olarak görüyor. Köyün muhtarı ve ileri gelenleri, yabancıların köyden arazi veya ev satın almasını engellemek için ellerinden geleni yapıyor. Onlara göre bu, sadece bir kural değil, aynı zamanda kimliklerini ve kültürel miraslarını korumanın bir yolu.
Kışlaçay’ın yemyeşil doğası ve dingin atmosferi, burayı adeta bir saklı cennete dönüştürüyor. Köy, fındık bahçeleri, meyve ağaçları ve çam ormanlarıyla çevrili. Doğal güzellikler, köy halkının kendi kendine yeten bir yaşam sürmesine olanak sağlıyor. Kışlaçaylılar, kendi ürünlerini yetiştiriyor, hayvancılıkla uğraşıyor ve bu sakin yaşam tarzını korumaya özen gösteriyor.
