Türkiye’nin dört bir yanındaki eşsiz yerel zenginlikler, Ülke TV’nin “Değerlerin Daveti” programıyla hafta sonları ekranlara taşınıyor.
Program, coğrafi işaretlerle uluslararası alanda tescillenmiş ve korunmuş, ülkenin kültürel ve doğal mirasını oluşturan değerleri mercek altına alıyor. Tarım ürünlerinden nadir endemik türlere, köklü el sanatlarından ağız sulandıran yöresel lezzetlere kadar geniş bir yelpazede yer alan değerler, program aracılığıyla geniş kitlelere tanıtılıyor.

“Değerlerin Daveti”nin temel amacı, Türkiye’nin yerel ürünlerini ve sanatını ulusal ve uluslararası pazarlarda markalaştırma çabalarına destek olmak. Gaziantep baklavasından Konya’nın etli ekmeğine, Erzurum’un göz alıcı Oltu taşına kadar birçok bilinen değerin yanı sıra, henüz patentlenmemiş veya yeterince tanınmayan yerel ürün ve el sanatlarını üreten kişi ve kurumlar da bu program sayesinde önemli destek ve teşvik mekanizmaları hakkında bilgilendiriliyor.

Program, yerel üreticileri ve sanatçıları bilinçlendirerek, onların ulusal birliğe ve ülke ekonomisine katkı sağlamalarına olanak tanıyor. Kendi topraklarımızın özgün tatlarını, dokularını ve hikayelerini barındıran bu değerlere sahip çıkan “Değerlerin Daveti”, her hafta sonu Ülke TV ekranlarında izleyicileri bekliyor. Bu eşsiz yolculukla Türkiye’nin saklı kalmış hazinelerini keşfederken, yerel ekonomiye ve kültürel çeşitliliğe verilen desteğe tanık olacaksınız.

Bugünün ürünü: Erzincan Bakır İmalat ve El İşçiliği Sanatı
Erzincan, Anadolu’nun kadim zanaat geleneğini günümüze taşıyan önemli merkezlerden biridir. Bu zengin mirasın en ışıltılı örneklerinden biri de Erzincan bakır imalat ve el işçiliği sanatıdır.

Yüzyıllardır süregelen sanat, toprağın altında saklı cevherin, maharetli ellerde hayat bulup sofralarımızı, evlerimizi süsleyen eşsiz eserlere dönüşmesinin hikayesidir. Bu benzersiz zanaat, 29.08.2002 tarihinde coğrafi işaret tescili alarak değerini bir kez daha kanıtlamıştır.

Üretim süreci: Ateş, çekiç ve sabrın dansı
Erzincan bakır işçiliği, sadece bir metalin şekillendirilmesi değil, aynı zamanda sabır, tecrübe ve sanatsal bir vizyonun birleşimidir. Üretim süreci, ham bakırın işlenmesiyle başlayan ve her biri özen gerektiren adımlarla ilerleyen detaylı bir yolculuktur:
- Ham madde temini ve hazırlık: İşin başlangıcı, saf ve kaliteli bakır levhaların temin edilmesidir. Bu levhalar, işlenecek ürünün boyutlarına ve şekline göre kesilir.
- Tavlama (Isıl İşlem): Bakır, soğukken sert bir metaldir ve doğrudan işlenmesi zordur. Bu nedenle, şekil verilebilirliğini artırmak için yüksek sıcaklıklarda fırınlarda tavlanır. Tavlama işlemi, bakırın moleküler yapısını gevşeterek daha esnek hale gelmesini sağlar. Bu aşama, bakırcının en çok deneyime ihtiyaç duyduğu noktadır; zira aşırı tavlama bakırı zayıflatabilir, eksik tavlama ise işlenmesini zorlaştırır.
- Dövme ve şekillendirme: Tavlanmış bakır levha, özel çekiçler ve kalıplar kullanılarak dövülerek istenilen forma getirilir. Bu aşamada, bakırcının elindeki çekiç, adeta bir heykeltıraşın keskisi gibi, metale hayat verir. Büyük parçalar için öncelikle kabaca şekillendirme yapılır, ardından daha küçük çekiçlerle detaylar üzerinde çalışılır.
- Birleştirme (lehimleme ve perçinleme): Birden fazla parçadan oluşan ürünler için, parçalar birbirine lehimleme veya perçinleme yöntemleriyle birleştirilir. Lehimleme, yüksek ısıda eritilen özel bir alaşımın kullanılmasıyla yapılırken, perçinleme metal çivilerle parçaların sabitlenmesini içerir.
- Süsleme (kazıma ve kabartma): Erzincan bakır işçiliğinin en belirgin özelliklerinden biri, zengin süslemeleridir. Bu aşamada, ürünün yüzeyine özel kalemler ve çekiçler kullanılarak geleneksel motifler kazınır veya kabartma teknikleriyle üç boyutlu desenler oluşturulur. Geometrik şekiller, bitkisel motifler (özellikle lale, karanfil), hayvan figürleri ve bazen de hat sanatından esinlenilmiş yazılar bu süslemelerde sıkça kullanılır.
- Kalaylama: Bakırın asitli yiyeceklerle temasında zehirli bileşikler oluşturma riskine karşın, özellikle mutfak eşyaları için iç yüzeyleri kalayla kaplanır. Bu işlem, kalaycı ustaları tarafından özel bir ısıtma tekniği ve kalay tozu kullanılarak yapılır. Kalaylama, hem ürünün kullanım ömrünü uzatır hem de sağlık açısından güvenli hale getirir.
- Parlatma ve son dokunuşlar: Üretim sürecinin son aşamasında, bakır ürünler özel macunlar ve parlatıcılar kullanılarak cilalanır. Bu sayede, bakırın kendine özgü parlaklığı ortaya çıkar ve ürün son halini alır.

Çeşitleri ve kullanım alanları: Sofralardan ev dekorasyonuna
Erzincan bakır imalat ve el işçiliği sanatı, geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. Günlük kullanım eşyalarından dekoratif objelere kadar birçok alanda karşımıza çıkar:
- Mutfak eşyaları: Tencere, tava, güğüm, kazan, tepsi, sahan, tabak gibi mutfakta sıkça kullanılan bakır ürünler, hem geleneksel lezzetlerin pişirilmesinde hem de sunumunda tercih edilir. Özellikle güveçlerin ve pilavların bakır kaplarda pişirilmesi, lezzetine lezzet katmaktadır.
- Servis takımları: Çaydanlık, semaver, şekerlik, lokumluk gibi misafir ağırlamada kullanılan estetik bakır ürünler, sofralara zarafet katar.
- Ev dekorasyon ürünleri: Vazo, ibrik, şamdan, duvar süsleri, abajur gibi dekoratif amaçlı bakır objeler, evlere otantik ve sıcak bir hava katar.
- Hamam takımları: Geleneksel Türk hamamlarında kullanılan tas, ibrik gibi bakır ürünler, kültürel bir mirasın parçasıdır.

Hangi ürünlerle birlikte kullanılır?
Erzincan bakır ürünler, özellikle Türk mutfağının geleneksel yemekleri ile özdeşleşmiştir. Bakır tencerelerde pişirilen pilavlar, güveçler, zeytinyağlılar ve tatlılar, bakırın ısıyı eşit dağıtma özelliği sayesinde daha lezzetli olur. Ayrıca, Türk kahvesi geleneğinin ayrılmaz bir parçası olan cezveler de bakırın en bilinen kullanım alanlarındandır. Soğuk içeceklerin servis edildiği bakır maşrapalar ve sürahiler de serinletici etkileriyle tercih edilir.

Dekoratif bakır ürünler ise genellikle ahşap mobilyalar, el dokuması halılar ve kilimler ile harika bir uyum sağlar. Geleneksel Türk ev dekorasyonunda bakır objeler, mekanlara sıcaklık ve otantik bir dokunuş katar. Özellikle cam ve seramik ürünlerle bir arada kullanıldığında zıtlıkların uyumuyla modern ve gelenekselin iç içe geçtiği etkileyici kombinasyonlar oluşturulabilir.