Ekvador’un Amazon Ormanları’nda yaşayan ve modern dünyayla neredeyse hiç teması olmayan Waorani Kabilesi’nin üç üyesi, Türkiye’de unutulmaz bir deneyim yaşadı.
Sosyal medya fenomeni Alper Rende’nin girişimiyle Türkiye’ye getirilen Mayra, Wareka ve Cominta, İstanbul’un kalabalığını, Anıtkabir’in görkemini ve Tuz Gölü’nün eşsiz manzarasını keşfettikten sonra Bursa Uludağ’da karla tanıştı. Soğuk hava onları pek mutlu etmese de, Türk mutfağına hayran kaldılar.

AMAZONLARDAN TÜRKİYE’YE UZANAN SIRA DIŞI YOLCULUK
Waorani Kabilesi, 1956 yılında beş Hristiyan misyoner aracılığıyla ilk kez dış dünyayla iletişim kurmuştu. Bugün hala izole bir yaşam süren kabilenin bazı üyeleri, Alper Rende sayesinde şehir hayatını deneyimleme fırsatı buldu. Rende, daha önce Ekvador’a giderek kabileyle vakit geçirmiş, onların günlük yaşamlarını belgelemişti. Bu kültürel etkileşimin devamı olarak, üç kabile üyesi önce kendi ülkelerinin şehir merkezini gördü, ardından Türkiye’ye getirildi.

İlk kez kıyafet giyen ve uçağa binen Mayra, Wareka ve Cominta, İstanbul’un kalabalığına karıştı, Ankara’da Anıtkabir’i ziyaret etti, Tuz Gölü’nü keşfetti. Son durakları ise Türkiye’nin en önemli kış turizm merkezlerinden biri olan Uludağ oldu. Burada ilk kez kar gören kabile üyeleri, kayak ve kızak deneyimi yaşadı.

KÜLTÜREL BİR KÖPRÜ: WAORANİLER TÜRKİYE’DE
Türkiye’de büyük ilgi gören kabile üyeleri, gittikleri her yerde yoğun ilgiyle karşılandı. Onlarla fotoğraf çektirmek isteyenler, hediyeler vermek isteyenler ve misafir etmek isteyenler oldu. Alper Rende, bu sürecin onlar için benzersiz bir deneyim olduğunu belirterek, “Şehir hayatını hep merak ediyorlardı. Biz de hayallerini gerçekleştirdik. Kültür alışverişi yaptık, hem ben onların dünyasına girdim hem de onlar bizim dünyamızı keşfetti” dedi.
Waorani Kabilesi’nin geleneksel kıyafetlerinde kullandıkları tüyler de dikkat çekti. Bu tüylerin anlamını soranlara, “Sevgi, barış ve kardeşliği temsil ediyor” yanıtını verdiler.

YABAN HAYATTAN MODERN DÜNYAYA UZANAN LEZZET SERÜVENİ
Waorani Kabilesi’nde beslenme, tamamen doğaya dayalı. Avcılıkla geçinen kabile üyeleri, maymun, timsah ve kemirgen gibi hayvanları tüketiyor. Alper Rende de onların yaşamına uyum sağlayarak avlanma sürecine katılmış ve bu yiyecekleri tatmıştı. Ancak Türkiye’de bambaşka bir mutfakla karşılaşan kabile üyeleri, Türk yemeklerine büyük ilgi gösterdi.
Şehir hayatının sunduğu teknolojik imkanlar karşısında da hayrete düşen Waorani üyeleri, en basit şeyleri bile büyük bir merakla inceledi. Küp şeker karşısında şaşkınlıklarını gizleyemeyen kabile üyeleri, “Bunu nasıl küp haline getirdiniz?” diye sordu.

DOĞANIN İÇİNDEN GELENLERİN MODERN DÜNYAYA BAKIŞI
Yaşamlarını izole bir şekilde sürdüren Waorani Kabilesi, 15 saat süren bir kano yolculuğuyla en yakın kasabaya ulaşabiliyor. Şehirden uzak, tamamen doğaya bağlı bir yaşam süren bu insanlar için Türkiye bir bilim kurgu filminden farksızdı.

Türkiye’de 25 gün geçiren Mayra, Wareka ve Cominta, bu eşsiz deneyimlerinin ardından kendi topraklarına geri döndü. Ancak bu seyahat, sadece onların değil, Türk insanının da kültürel bakış açısını genişleten tarihi bir buluşma oldu.
9 yorum
Maymun haramdır. Timsah yemek caizdir öldürmesi de bol sevaptır.
Dönüşte kabileye bir konuşma yapmaları istenmiş,onlarda ; Kankalar,modern dünyada insanlar maddi,manevi birbirlerini yiyorlar,biz timsah yemişiz,çok masum bizimkisi,yemeye devamke…
Organize eden arkad$i tebrik ediyorum cok iyi bir $ey yapmi$.Timsahi Tayland´lilarda yiyor.
Bi defa ülkelerinden ilk defa çıkmıyorlar sanki ülke içinde seyahat ediyormuş gibi anlatmışlar pasaport belge için bunlar kendi ülkesinde zaten dolaşmışlar ayrıca 1956 da keşfedilen topluluk daha öncede bir çok kez modern dünyayla iletişim kurdular ancak modern dünyanın hastalıklarıyla tanışmasınlar diye mümkün olduğunca bulundukları bölgeden çıkmalarına izin verilmiyor modern dünya ihtiyaçları bıçak veya keskin aletler ile giyim eşyaları yetkililer tarafından onlara saglanıyor haberi yapan biraz hikaye eklemiş işin içine
Maymunmu tiyolar timsahmı anlamadım ana başlık maymun içerdeki başlık timsah
Darvinciler düşünsün bizim soyumuz Hz.Ademden…
Bir yandan yanlış yapmış youtuber kardeş. Çünkü onlar tüm dünyadan özellikle tüm hastalıklardan bağışıklıkları olmadan izole bir hayat yaşıyorlar. Allah sağlıklı ömürler versin İnşaALLAH diyorum döndüklerinde
Avrupalılar Amerika kıtasına ilk ayak bastıklarında yanlarında yerel insanların daha önce tanımladıkları pek çok hastalık götürdüler. Hastalıkların çoğuna kendileri alışmıştı ve farkında bile değillerdi. AMA yerli halktan milyonlarcası bu hastalıklardan öldü. Bu arkadaş farkına bile varmadan bu kabilenin köküne kibrit suyu dökmüş olabilir. Kim bilir bizim için de aynı şey neden olmasın?
Sende yedin bunu )) ilk defa don giyiyorlar diye))) ulen biz alanya da turistleri yayalara geziye götürürken aynısını yapıyoruz yörük çadırındakilerin yaptığını bunlar
Düşünemez bile)) adamlar yazın çadırda farklı, kış geldimi Tayland/Bali/avrupa ülkelerinde kışı geçiriyorlar )))